Mehmet,
Yolculuğum iyi geçti sabahleyin İzmir'de ağabeyim le Tüzün karşıladılar iyiler. Adana ya gidelim siz bunda kalın Nilgün lere telefon ederiz dönüşte birleşir siniz diye ısrar ettiler kabul etmeyince dönüşte bekleyecek lerini söylediler ayrı ayrı hepinizi sordular 3.4 saat sohbet ettik kahvaltı yaptık ağabeyim yol durumunu ve otobüsleri kolaçan etti 11.45. te Çanakkale ye geçirdiler. 5.5 saat sonra Kamp yerinin önünde indim içeriye giren bir arabayla yarime vasıl oldum çocukları iyi buldum hep sizleri sordular nilgün'ün rahatı biraz daha iyice Denize girmiyor ilter tadını çıkarmış sırtı yanık içinde hep sizleri sayıklayıp özlüyor. Evren'i istiyor Annemin ellerinden hepinizin gözlerinizden öperim sonsuz Sevgiler.
”Ben senin resmine değil de sana âşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle… Halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak. Hayır! Benimle resminin arasına girme. İstemiyorum seni! Ben senin yalnız resmine aşığım.”
"Peki o zaman, sen bana hakaret ederken aklıma Sokra- tes geldi."
"Sokrates'e mi güldünüz yani?"
"Hayır, onun sözlerine. Sokakta birisi Sokrates'e hakaret etmiş, bir de tekme atmış. Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. Durumu görenler niye bir tepki göstermediğini sormuşlar. O da, 'Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim sizce?' demiş."
Kız başını önüne eğdi,ne diyeceğini bilemedi.Ben de ne diyeceğini bilemedim.
Seçenek zengini olan, mutlu olan, iyimser, üret ken, kendisiyle ve başkaları ile barışık olan insanlar yaşadıkları hayata anlam verdikleri gibi, kendi hayatlarını da daha anlamlı kılacaklardır.
Çok yara aldım, sen farkında olmadan. Çok kırıldım senin yüzünden, sen bilmeden. Çok ağladım belki de ilk defa biri için sen duymadan.. 'ama çok mutlu oldum sen farkındayken' çok huzur buldum sen isteyerek sarıldığında, çok güldüm belki de en çok senin yanında, sen güldürürken. Umarım hayat bir gün sana hiç bulamayacağın sevgiyi nasıl elinin tersiyle ittiğini hatırlatır."