Jane Austen'in öyle büyülü bir dili var ki, farkında olmadan kapılıp gidiyorsunuz. Klasiklerde olmasını beklediğimiz o ağdalı dil bu kitapta yok, hatta öyle gündelik bir dil var ki, o yüzden büyülü diyorum. Mr. Bennet bugün kütüphanesinde yalnız kalmak istiyordu, gibi. 1800lü yılların gündelik yaşamındaki olağanlıkla yazılmış. O yüzden bana kalırsa, bu kitabın asıl olayı Elizabeth ve Mr.Darcy'nin aşkı değil, yazarın cümlelerinin büyüsüdür. Gündelik bir olayı okuyorsunuz ama kitaptan kopamıyor, sayfaları çevirip duruyorsunuz. Bir bakmışsınız ki kitabın sonu gelmiş. Bu yüzden şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, naçizane fikrim de, üniversiteye başlamadan okuyun, benim gibi bunca zaman niye okumamışım diye pişman olmayın. (Dipnot: Filmini de izledim, uyarlama yönünden iyi olduğunu düşünüyorum, isterseniz önce filmi izleyin ki, kitaptaki karakterleri daha rahat tanıyabilin.)