Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
460 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Milletler ve hükümdarlar tarihi adlı kitap geçmiş tarih ile ilgili Taberi'nin önemli eserlerindendir. Kutsal sayılan kitapların ortaya koyduğu yaradılış hikayesinden 900 yıllar öncesine kadar önemli bilgiler verir. Bu serinin 1. cildinde de yaratılıştan Süleyman peygambere kadar olan zaman anlatılmaya çalışılmıştır.
Milletler ve Hükümdarlar Tarihi I
Milletler ve Hükümdarlar Tarihi Iİmam Taberi · MEB Basımevi · 199121 okunma
Sen bil ki, Allahü Teala bu dünyanın kaderini, nasibini 7.000 yıl koymuştur. Dünyaya temel kurulduğu zaman şu düzen üzerine kuruldu ki, dünya yine harap olacak, Kıyamet'e kadar aralığı 7.000 yıl olacaktır. Bizim peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya geldiği zaman bu cihanın kurulmasından altı bin yıl ile birkaç yıl geçmişti. Bu rivayete göre Kıyametin kopmasına 1000 yıldan kısa bir zaman kalmıştır. (Okuyucu notu: Kutsal diye bildiğimiz kitapların bilgisi dönemin bilgisiyle sınırlıdır.)
Sayfa 19 - Sağlam YayıneviKitabı okudu
Reklam
Beni Nazır mal ve servetlerini Tanrı elçisinde bırakarak çekip gittiler. Tanrı elçisi bu malları istediği yere sarfediyordu. (okuyucu notu: Müslümanlar Muhammed'i bir lokma ve bir hırka ile zaman geçirdi zannediyor.)
Sayfa 451 - MEB basımeviKitabı okudu
Tanrı elçisi Zeyd bin Harise'nin evine gelir, Zeyd ancak Muhammed'in (yani peygamberin) oğlu adıyla anılırdı. Tanrı elçisi, katına gelmediği zaman: Zeyd nerede? diye sorardı. O, Zeyd'in gelmediği günlerin birinde onun evine gitti, nerede bulunduğunu sorduğunda eşi Cahş'ın kızı Zeynep Tanrı elçisinin katına hergün iş vaktinde giydiği giyimle çıktı, Tanrı elçisi onu görünce yüzünü çevirdi. Zeynep: Ey Tanrı elçisi! o evde yok, babam ve anam yolunda feda olsun, eve gir diye rica etti. Tanrı elçisinin kapıda olduğu Zeyneb'e haber verildiği için, o libasını giymeden çabucak kapıya gelmiş, Zeyneb'i bu kıyafette görmek, Tanrı elçisinin hoşuna gitmişti. Tanrı elçisi kapıdan ayrıldığında kalbinde birşeyler duyuyor, fakat bu duygunun ne olduğunu az kalsın kendisi de anlıyamayacaktı, o, ancak: Ulu Tanrı'yı bütün eksikliklerinden tenzih ederim, kalpleri değiştiren Tanrı kutludur, diyebildi.
Sayfa 461 - MEB basımeviKitabı okudu
...İbn Ishak, ya da İbn-i Sa’d ya da Taberi gibi en sağlam İslam kaynaklarında bulmak mümkündür. Vakid’nin sergilediği hadislere göre Taberi, T.C. Milli Eğitim Bakanlığınca Türkçe’ye “Milletler ve Hükümdarlar Tarihi” adıyla çevrilen yapıt ‘da olayı şöyle anlatır: ‘Tanrı elçisi Zeynep’le bu yıl evlendi. (Vakid’ye) ulaşan senetle rivayet ettiler... Tanrı elçisi Zeyd’in evine gelir. Zeyd ancak Muhammed’in oğlu adıyla anılırdı. Tanrı elçisi katına gelmediği zaman -Zeyd nerede-diye sorardı. O, Zeyd’in gelmediği günlerin birinde, onun evine gitti, nerede bulunduğunu sorduğunda eşi.... Zeynep, Tanrı elçisinin karşısına her gün iş vaktinde giydiği giyimle çıktı... Tanrı elçisinin kapıda olduğu Zeynep’e haber verilmediği için, o libasını giymeden çabucak kapıya’ gelmiş, Zeynep’i bu kıyafette görmek Tanrı elçisinin hoşuna gitmişti. Tanrı elçisi kapıdan ayrıldığında kalbinde bir şeyler duyuyor, fakat bu duygusunun ne olduğunu az kalsın kendisi de anlayamayacaktı. O ancak: Ulu Tanrı’yı bütün eksikliklerinden tenzih ederim, kalpleri değiştiren Tanrı kutludur, diyebildi. Zeyd evine geldiğinde eşi ona Tanrı elçisinin geldiğini söyledi...” Bunun üzerine Zeyd, Muhammed’in Zeynep’e aşık olduğunu anlar ve Zeynep’i boşar ve Muhammed de Tanrı’dan geldiğini söylediği şu ayeti Kuran’a yerleştirir: “Vakta ki Zeyd onun istediğini yerine getirerek (Zeynep’i) boşadı; biz de seni (Ey Muhammed) onunla evlendirdik... Yüce Tanrı’nın emri elbetteki yerine gelecektir.” (Kuran, Ahzab, ayet:37)
İstanbul ve Sultan Fatih'e Dair..! ( Günün Anlam ve Önemine Binaen )..!
İstanbul Kelimesi Hakkında..! İstanbul kelimesi de Türkçe olmayıp Rumca "şehre doğru, şehre" anlamına gelen "is-tin-polis"ten galattır. Bu bakımdan bu gibi hususlarda lüzumsuz hassasiyet göstermenin anlamlı olmadığı kanaatindeyim. İstanbul'un Fethine Doğu ve Batı'dan Bakış..! Bütün bu gelişmelerin temel noktasında yer alan
Reklam
Taberi, Özellikle Çinlilerin atasının Kabil olduğunu bir hadise dayanarak bize bildirir. "Şarabı, çalgıyı, kopuzu, telli çalgılara kıl takmayı, defe-davula deri geçirmeyi ve bunun gibi işleri ilk önce kim icad etti?" şeklindeki bir soruya Peygamber (s.a.v.)'in cevabı özetle şöyledir: "Bu sorduğunuz şeyler Kabil oğullarından kaldı. Kabil'in çocukları arasında çok zaman önce bir kişi vardı ki adına Yuan derlerdi. Yuan, şenliği, şadlığı seven bir kişiydi. Şeytan onunla arkadaş oldu. Onu bu gibi eğlencelere alıştırdı, şevklendirdi. Bu gibi çalgıları ona hep İblis öğretti. Öyle ki yaş üzümü sıkıp şira etti. Birkaç gün ekşiyinceye kadar onu bıraktı. Sonra küplere testilere koydu. Çengiler düzdü, eğlenceler kurdu. O şaraptan bir miktar ortaya koyar, herkese içirirdi. Biraz çalgı çalardı, biraz da kalkar oynardı. Onlara bu şeyler gittikçe hoş gelmeye başladı. Herkes bu Yuan gence yakınlaşıp, onunla dostluk ettiler. Sonra İblis, insan formunda geldi, onunla arkadaşlık etti, onunla birlikte yiyip içti. Yuan'ı, güzel sözlerle eğlendirmeye başladı, onun taşkınlıklarını daha da artırdı. İşte bunların hepsi o Yuan'dan kalmıştır. O Yuan'a da Şeytan öğretmiştir."
Sayfa 76 - cilt 1
Allâh'ın Resûlunun Halifesi Ebû Bekr'den Ulaşan Herkese!...
Bismillahirrahmanirahim 🔹Selam hidayete tabi olan, hidayetten sonra körlüğe ve delalete dönmeyenlerin üzerine olsun. Şüphesiz ben ondan başka ilah olmayan Allâh'ı överim. 🔹Şehadet ederim ki Ondan başka ibadete layık hiç bir ilah yoktur. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem onun kulu ve elçisidir. 🔹Onun getirdiği her şeyi kabul ediyorum. Ona karşı olan muhalifleri; tekfir ediyorum.
Sayfa 250 - Tarihi Taberi: 3.Cilt
Osmanlı Padişahları
Ali Canip Yöntem'in, liselerin dokuzuncu sınıflarında okutulan "Edebiyat" adlı kitabında bir kayıt, "... O aralık Abdülmecid tahta geçmişti. Bu, her Osmanlı pâdişâhı gibi gafil ve bîçâre bir adamdı..." Ali Canip Yöntem, câhil zamane dalkavuklarından birisi bulunsaydı, bu sözün belki o kadar ehemmiyeti olmazdı.
Ayşe kanalıyla gelen en yaygın bilinen rivayetlerden birisi şöyledir: "Peygamber benimle altı (yaşında) bir kızken nişanlandı. Medine'ye gittik ve Beni-el-Haris bin Hazrec'in evinde kaldık. Sonra hastalandım ve saçlarım döküldü. Daha sonra saçlarını büyüdü ve annem, Urumu Rüman, salıncakta kız arkadaşlarımla oynarken yanıma geldi.
Sayfa 170 - Ayşe'nin yaşı konusuKitabı okudu
39 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.