Sanki 1990'a geri dönmüş gibiydik. Aynı kaos, aynı belirsizlik duygusu, devletteki aynı çöküş, aynı ekonomik felaket vardı. Ama bir farkla, 1990'da umuttan başka bir şeyimiz yoktu. 1997'de onu da yitirdik. Gelecek hiç iç açıcı görünmüyordu. Ama ben yine de sanki bir gelecek varmış gibi davranmak ve kendimin de içinde bulunacağı kararlar almak zorundaydım.