Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

vera

vera
@mlhriban
Biliyor musun, ak düşmüş sözlerine.
Beklemek üzerine felsefe kitabıydık Her şeyi bekliyoruz diyorduk Hayattan ne beklediğimizi soranlara
Reklam
Aşkın yüzünden düşen bin parçayı Toplamaktan yoruldum ben artık Pollyanna
Sonra gittin. Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor
Güzel beyaz bir tay doğururdu her sene hafızam Yorgundu oysa Durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan.
Reklam
Sizi bu kadar iyi tanımam beni pek korumaz, yalnızca bana yalan söylemenizi engeller.
İçinde bir sürü hiç kimsenin olduğu bir toplulukla bir gezi yapmayı çok isterdim.
İçimde hissetmeye başladığım ve artık yeryüzünün onsuz olmayacağını düşündüğüm yenilmezlikle ilk tanışmamı onlara borçluyum.
"Tanrı'ya şükür ey ay, artık ay değilsin, fakat belki de ay adını verdikleri sana hâlâ ay demekle özensiz davranıyorum. Sana 'garip renkli, unutulmuş kâğıt fener' deyince neden öyle kibirli değilsin artık?
İtiraflar sonradan geri alındıklarında çok daha net olurlarmış.
Reklam
Ne biçim günler yaşıyorum? Neden her şey bu kadar kötü inşa edilmiş, öyle ki yüksek evler bazen nedensiz çöküveriyor. O zaman enkazın üzerine tırmanıyor ve karşılaştığım her insana soruyorum: "Böyle bir şey nasıl olabildi?"
"Şimdiye kadar hayatımda kendimden emin olduğum bir an hiç olmadı. Yani etrafımdaki nesneleri sadece gelip geçici hayaller olarak algılıyorum, sanki bunlar bir zamanlar yaşamışlar da şimdilerde kaybolup gitmişler gibi. Her zaman, sevgili beyefendi, nesneleri bana görünmeden önceki halleriyle görmek istemişimdir. O zamanki halleriyle güzel ve sakindiler. Öyle olmalı, çünkü insanların onlar hakkında böyle konuştuklarını duyuyorum sıklıkla."
"Ama sonra hiçbir şey olmamış gibi işine döndü." Belki de hiçbirinde geçmez ama, açık seçiklikten yoksun eski hikayeler yığınından kulağımıza tanıdık gelen bir saptamadır bu.
Sayfa 108Kitabı okudu
İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye teşvik eder.
Kıyamet Gününü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdır; aslında o bir olağanüstü hâl mahkemesidir.
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.