Her yıl Semerkant’ta Soğd bölgesinin en cesur silâhşörüne ait bir sofra kurulur ve bir testi şarap hazırlanırdı. Ondan başka her kim bu yemeğe el sürerse silâhşöre meydan okumuş okurdu. Hasmını öldüren, memleketin en cesur silâhşörü sayılırdı. Bu, yeni bir rakip çıkıncaya kadar devam ederdi.
Sayfa 205
Moğol istilalarının gerçekleştiği iki asrı aşkın zaman dilindeki civardaki tüm ilmî merkezler, medrese ve kütüphaneler talan edilmiştir. V. V. Barthold'un (ö. 1930) Moğol İstilasına Kadar Türkistan ile Moğol İstilası Devrinde Türkistan isimli eserlerinde ortaya koyduğu manzara, bölgedeki söz konusu mü- cadelelerin ne denli çetin ve yıkıcı olduğunu tafsilatıyla gözler önüne sermektedir
Bütün Türk kavimlerinden yalnız Osmanlılar, tarih ile efsaneyi ayırmak kudretine sahiptiler.
Sayfa 75Kitabı okudu
Seyhun/Sir-Derya/Yaxartes/Yo-şu
…Seyhun dedikleri bu nehrin kaynakları olarak Ortaçağ coğrafyacıları Kara-Derya’yı göstermişlerdi. …Nehrin -Seyhun- daha büyük olan kaynağı Narin, o zaman Haylâm adını taşırdı. Fergana’nın bu iki nehir arasındaki kısmı, Miyân-rudân bölgesini teşkil ediyordu. Bu bölgenin şimdiki Türkçe adı, (İki su arası) bunun tam karşılığıdır.
Sayfa 176
Ünlü Rus Türkolog V. V. Barthold'un, 1898-1900 tarihlerinde yayımlanan ve çok sonraları Moğol İstilasına Kadar Türkistan adıyla dilimize de kazandırılan doktora tezi Turkestan Epohu Mongol'skogo Naşestviya'da da İmam Mâturîdî "Türk âlim" olarak anılmaktadır. Aynı şekilde, Barthold'un Moğol İstilası Devrinde Türkistan isimli eserinde de İmam Mâturîdî'nin ismen anıldığı görülür.
Moğol istilası
Pekin kapısında kemikler büyük bir yığın teşkil ediyordu. Şehir zapt edilirken 60.000 kızın, Moğollar’ın eline düşmemek için kendilerini duvarlardan aşağı attıkları elçilere anlatıldı.
Sayfa 407Kitabı okudu
İran ile Turan arasındaki siyasî sınır çok defa değişikliğe uğramış, bazı zamanlar, Ahamenişler devrinde ve Arapların egemen olduğu devirlerde olduğu gibi, Maveraünnehir bütünüyle siyasî olarak Orta Asya’ya bağlanmış; onuncu asırdan itibaren ise burası Orta Asya’da yaşayan ulusların egemenliğine girmiştir; İran ile Turan hükümdarları arasındaki antlaşmalarda ise; Ceyhun genellikle karşılıklı “etki alanlarının” sınırı olarak kabul edilirdi.
Sayfa 89
Müslümanlar gibi Çinliler de Moğollar’ın zülûm ve tahribatını renkli tasvirlerle anlatırlar.
Sayfa 61Kitabı okudu
Çin’in zenginlikleri Müslümanları daima cezbetmişti.
Sayfa 407Kitabı okudu
“Orada bütün bıraktıklarımdan yalnız kitaplarıma acıdım.”
Sayfa 439Kitabı okudu
Kâs Şehri
Şehir, Erdebil’den bile kirli olup birçok lağımları caddelere taşıyordu. Halk sokakları abdesthane gibi kullanıyor, pislikleri çukurlara topluyorlardı; sonra buralardan torbalar içinde tarlalara taşıyorlardı. Sokaklar o kadar pisti ki, yabancılar ancak gündüz yürüyebiliyorlardı. Halk pislikleri ayaklarıyla iterek toplarlardı.
Sayfa 166
Moğol istilası
Her tarafda müthiş tahribat yapıldığı görülüyordu. Öldürülenlerin kemikleri bir dağ gibi yığılmıştı. Topraklara insan yağı bulaşmıştı. Cesedlerin çürümesi sebebiyle baş gösteren hastalıktan, bahaeddin’in arkadaşlarından bazıları öldüler.
Sayfa 407Kitabı okudu
"Semerkant'ın aksine, Buhârâ her zaman bugünkü mevkiini muhafaza etmiştir; şehrin planı dahi çok tahripkâr olan ve sık sık vukû bulan göçebe istilâlarına rağmen, bin yılda pek az değişikliğe uğramıştır."
Sayfa 123 - Kronik KitapKitabı okudu
Kuşâniye şehri, Soğd bölgesinin (Semerkant’tan sonra) en çiçekli şehri olarak bilinirdi; İstahrî burayı “Soğd şehrinin kalbi” şeklinde vasıflandırır.
Sayfa 119