«İslam düşünce tarihinde Zahirilerin önderlerinden biri
olan İbn Hazın da ta'lili red mahiyetinde şunlan söylemektedir:
"Kıyas ve ta'lil ile hüküm vermek batıldır, yalandır, Allah adına
bilgisizce söz söylemektir ve hiçbir zaman helal olamayacak olan
bir haramdır, çünkü bu, ya haram kılınmış hakikatten uzak zan
ile Allah Teala adına kat'i (hüküm vermektir) ya da dinde Allah
Teala'nın izin vermediği bir şey ile şer'de (hükümde) bulunmaktır. Her iki iş de şüphesiz ki batıldır."712» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).
«Buna göre Şafi'i "Hz. Peygamber'in zekat aldığı ve alınmasını
emrettiği mallar zekata tabidir, diğer mallar tabi değildir." diyerek zekata tabi mallan sünnette varid olanlarla sınırlamaktadır. '1
Ona göre, Kur'an'ın zahiri anlamı, bütün mallardan zekat verilmesini gerektirmekte, ancak sünnetin delaleti ile bunlardan
hangilerinden zekat verileceği anlaşılmaktadır. Şu halde sünnetin delaleti olmasaydı, Kur'an'ın zahirine göre zekat verilmesinin gerekliliği bakımından bütün mallar eşit olurdu.5 Şafi'i'nin
burada meseleye açıkça delalet teorisi doğrultusunda yaklaştığı
görülmektedir ki, bu tamamen dile ve lafza dayalı bir anlamadan ibarettir.» (Muammer Bayraktutar - İmâm Şâfi'î'nin Hadis Yorum Metodolojisi).
Kitabın başlığına göre içeriği çok zayıf kalmış, objektif bir bakış açısına sahip olmayan yazar, kadim toplumlardan sözlü ve uygulamalı olarak aktarılan ibadet şekillerinin bir kısmının İslam ile beraber ortaya çıkmış olduğu gibi bir yanılgıya düşmüş. Bu konuya ilgi duyanlar objektif bir bakış açısıyla yaklaşım gösteren kaynaklardan yararlanabilir.
Namaz İslam'la birlikte mi geldi? İslam'dan önce namaz var mıydı? Kur'an namaz konusunda ne söylüyor? Kılınan namazın şekli, Kur'an'da mı, hadislerde mi yoksa gelenekler de mi? İslam'da namazın yeri nedir? Kur'an'ın anlattığı namaz ile hadislerin anlattığı namaz aynı mı? Müşrik Araplar da namaz var mıydı? Müslüman olan Araplar namazı nasıl
Kitapta günümüz ve gelecekte krizlerle sürekli karşılaşan biz insanların önder, lider, merhamet timsali Peygamber Efendimizin hayatında karşılaştığı ve dahil olduğu olayları ve krizleri nasıl suhuletle ve uhuvvetle sorunları çözüme kavuşturduğunu görüyoruz. Kitap yazar hocamızın profesörlük tezini kitaplaştırması olarak ortaya çıkmıştır. Başlangıçta krizin tanımları ve kavramlarını inceleyerek akademik bir giriş yapılmıştır. Daha sonra Peygamber Efendimizin hayatında önemli yer tutan İfk hadisesi, hicret, Hudeybiye Antlaşması, Medine Sözleşmesi, Mekke’nin Fethi gibi konularda ağırlıklı olarak durarak dini, siyasi, askeri, ekonomik, hukuki ve sosyal alanlarda kriz ve riskle karşı karşıya olduğunda Peygamber Efendimiz nebevi yönünden yanısıra beşeri yönüyle Allahın bu dünya hayatı için koymuş olduğu sünnetullah gereği maddi, beşeri ve stratejik ilke ve yöntemler çerçevesinde hedef için tüm sebeplere sarılarak elinden gelenin en iyisi ve güzelini yapmaya çalışmış ve bizlere örnek olmuştur.
“Bir zorluk iki kolaylığı yenemez(galip gelemez).” Hadisi uyarınca tüm sebeplere sarılmak işin kolaylığını gösterdiğini kitabı bitirince daha iyi idrak ederek buraya da şerh düşmek istedim.
Günümüz insanlar olarak her an krizlere maruz kaldığımız için örnek aldığımız Peygamber Efendimiz (sas)in hayatından ilkeler çerçevesinde krizleri nasıl stratejik çözümler üreterek her tarafı memnun etmesini gözler önüne sermiştir.
Kitabı okumanızı teşvik ve ısrarla tavsiye ederim.