Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hepimiz çocukluğumuzu ya başarımızın temeli ya da travmamız olarak ceplerimizde taşıyoruz.
Sayfa 147 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Her şeyin başı iletişim. Düşündüğünü saklamayacaksın, konuşacaksın. Ama düşünürken de sadece kendini düşünmeyeceksin. İkili ilişkilerde mutluluk için altın kural iki kişilik düşünmeyi öğrenebilmekten geçiyor.
Sayfa 104 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
İçimizde herkese sunamayacağımız güzellikler de taşıyoruz. Samimiyet biraz da herkesin hak etmediğini bir ya da birkaç kişiye yani hak edene aktarabilme lüksü değil mi? Bu sayede karşımızdaki insan da kendini özel ve değerli hisseder sahici bağlar da işte böyle kurulur.
Sayfa 97 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
İnsanlar herkesi kendileri gibi zanneder, bu yüzden özellikle yakın dostlarını düşün, mutlaka sana benziyorlardır. Hayata bir noktada aynı pencereden bakmadığın hiç kimse ile dostluk kuramazsın.
Sayfa 90 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Gerekirse istemeye istemeye, gerekirse kendini zorlayarak, ama bir şekilde başlamalısın.
Sayfa 86 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
İşini iyi yapıp da sevilmeyen bir insana rastladın mı?
Sayfa 83 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
Güçlü aile ilişkileri ve sıcak bir ortam bebeğin sağlam karakterli olmasının en temel basamağıdır. Güzel bir çocukluk bizi hayat boyu üzerimizde taşımak zorunda kalacağımız kalıcı yaralardan kurtarır ve güzel çocukluğun özü, çocuğa sağlanan imkanlar değil aktarılan duygulardır.
Sayfa 57 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Keşke dememek istiyorsak, imkanlarımız dahilinde canımız ne zaman ne yapmak isterse onu yapmalı, hiçbir zaman hayattan geri durmamalıyız.
Sayfa 24 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Yalnızca beslenme de değil, hayatın her alanında gereksiz tüketimden kendimizi ne kadar uzak tutabilirsek bir o kadar hafifliyoruz.
Sayfa 23 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
İnsan gurur duyabileceği bir hayat yaşadıkça, istediği işleri yapıp sevdiği insanların yanında oldukça, yaşam karşısına ne tür zorluklar çıkarırsa çıkarsın, içi hep rahat oluyor.
Sayfa 22 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sümerler'de bazı kanun maddeleri
• Eğer bir adam bir adamı büyücülük yapıyor diye suçlarsa, büyücü, Nehir Tanrısının adaletine bırakılacak, nehre atılacak. Eğer Nehir Tanrısı onu temize çıkarır öldürmezse, suçu atan adam ona 3 gin gümüş ödeyecek. • Eğer bir adamın karısı için birisi, "Başka adamla yatıyor" derse kadın nehre atılacak. Eğer Nehir Tanrısı onu temize çıkarırsa, suçu atan kadına üçte bir mana gümüş verecek. • Eğer bir adam kendi düzeyinde bir adamın ayağını silahla kırarsa 10 gin gümüş ödeyecek. • Eğer bir kimsenin kölesi evin hanımı gibi davranıp beye veya hanıma küfrederse, onun ağzı bir ölçü tuzla ovulacak. • Eğer bir adam bir adamın kölesinin kızlığını "düşmanlık olsun" diye bozarsa, sahibine 5 gin ödeyecek. • Bir adam kız olarak aldığı eşini boşarsa 1 mana gümüş ödeye­ cek. Eğer dul olarak aldığı eşini boşarsa yarım mana gümüş ve­ recek. Eğer evlendiklerini kanıtlayacak bir sözleşme belgesi yoksa, adam kadına bir şey vermeyecektir.
Sümer dili ile Türk dilini karşılaştırmak o kadar kolay bir iş değil. Öncelikle yazılı kaynak olarak bugün için elimizde Orhun Kitabeleri var. Arada 4000 yıla yakın bir zaman dilimi bulunuyor. Bu süre içinde Türkçe kuşkusuz birçok değişikliğe uğradı. Diğer taraftan Sümerce kendisinden çok ayrı bir gruba ait olan Akad dili yoluyla çözüldü. Akadca da 1, o, ö, ü gibi sesli harfler ç, f, ğ, n, g gibi sessiz harfler yok. Sümerce işaretlerin birkaç tür okunuşu var.Şöyle ki, somut bir kelimeyi anlatan resim yazısından çevrilmiş bir işaret, o resimle ilgili soyut anlamları da taşıyor. Örneğin; göğü ifade eden bir işaret hem gök, hem de tanrı anlamına geliyor. Ayrıca aynı işaretin hece okunuşu da var. Bu bakımdan okunuşlarda yanlışlıklar olabilir. Diğer taraftan, Türkçenin en eski kelimelerinin çeşitli Türk dillerindeki okunuşlarını bildiren tam bir etimolojik sözlük yok. Ayni şekilde MÖ 3000-1850 yılları arasında yazılmış olan Sümer dilinin de bir etimolojik sözlüğü yok. Kuşkusuz bu süre içinde Sümer dili de bir hayli değişmiş olabilir. Karşılaştırma yapmak hiç de kolay değil.
Sayfa 31 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Sümerliler Türk mü ??
Herhangi geniş bir çalışma yapmadan Sumer dilini Türk diline benzetenler ise A. Falkenstein,4 Hartmut Schmökel ve S.N. Kramer'dir. Kramer birçok yazısında yeri geldikçe bunu tekrarlamıştır. Ölümünden iki ay önce çevirisini yaptığım ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan Tarih Sumer'de Başlar kitabını eline aldığı 28 Eylül 1990'da bana şöyle yazmıştı: "Ne de olsa bu kitap büyük bir olasılıkla Türkçe gibi bitişken bir dil konuşan ve GüneyMezopotamya'ya 6-7 bin yıl önce Orta Asya'nın herhangi bir yerinden göçmüş olan Sümer halkı hakkında. Sümerlerin Türklerle ilgili bir halk olduğu fikri Atatürk zamanında geçerliydi. Böyle olabileceği hakikatten hiç de uzak değildir."
Sayfa 30 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Asurca, Babilce, Akadcadan söz edildi. Sumerceve Sumerlilerden hiç söz edilmedi. Çünkü uzun zaman kimsenin.haberi yoktu Sumerlilerden. 1850 yılında Hinks, British Association'de verdiği konferanstailk olarak çiviyazılarını Akadlılar dediğimiz Sami halkın icat etmediklerini, çünkü bu yazının Sami dilinin bünyesine hiç uymadığını,eğer bu yazıyı Samiler icat etselerdi kendi dillerine uygun yapmışolmaları gerektiğini söylemiştir. O yüzden Hinks, çiviyazısını Babil'de Samilerden önce yaşamış, Sami olmayan bir halk tarafındanicat edilmiş olduğunu öne sürmüştür.
Sayfa 21 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
❝ Üzerinden 85 yıl geçti, hâlâ her 10 Kasım'da Atatürk bugün ölmüş gibi hüngür hüngür ağlıyorum. ❞
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.