1924 yılında Meclis tarafından bir aile yasası taslağı hazırlanıyor. Bunda aile reisi erkek; çünkü akıl ve dinı yönünden noksan ve güçsüz olan kadının karakterine bu uygunmuş! Kadın okula gidemez, onların akılları kısa olduğu için okudukları bir işe yaramazmiş! Kadın çalışırsa, hem kendinin hem etrafındakilerin ahlakı bozulurnuş! Kadının erkek işleri yapması toplum için hastalıkmış!
Erkeklerin çokeşli olmaları gerekmiş; bu hem kadın, hem erkek için iyi imiş?! O zamanlar, kadınların doktora gitmesi bile mecliste tartışmalara yol açıyor.
Gilgameş, “ Bunları tekrar hatırlattığın için teşekkür ederim ama yalnız Tanrılar ölümsüzdür, insanların ise yaşam günleri sayılı. Yaptıkları günlük işlerse rüzgar gibi geçip gider. Halbuki biz canavarı öldürürsek, hiç olmazsa adımız yaşayacak. Nasıl olsa bir gün öleceğiz. O yüzden ölümden korkmayalım. Ondan korkarsak kahramanlık gücümüz nerede kalır? Ben senin önünden gideceğim, sen bana yalnız, “ korkma, yaklaş!” de yeter. Ölürsem bile” Gilgameş korkunç Huvava’yla çarpışırken öldü” derler ve adım yine unutulmaz” dedi.
Hayır oğlum,onu ancak bir kadın eğitebilir.Biliyorsun çocukları doğdukları andan itibaren anneleri eğitir.Konuşmayı,yemeyi,içmeyi,sevmeyi,gülmeyi hep annelerimiz bize öğretti.
Batılılar, Türkleri hep barbar olarak tanıttılar. İşlerine öyle geldi. Ama ne yazık ki, Atatürk'e gelinceye kadar biz Türkler de bu konuda çalışıp onları çürütecek yayınlar yapamadık.
Sayfa 101 - Batılılar Türkleri Hep Barbar TanıdılarKitabı okudu