Ben Atatürk'ü eleştirenlere şunu söylüyorum: "Bugün hepinizin elinde O'nun elinde olan imkânlardan çok daha fazlası var. Daha iyisini yapın da görelim.
“Anlamlı bir hayat yaşadıktan sonra ne kadar yaşadığımızın bir önemi yok. Bana kalırsa insan yaşamının temel gayesi de bu kadar basit. Gece uyurken dingin hissettirecek, sabah uyanırken direnç ve enerji verecek duyguyu yakalamak. Yani yaşama tutunacağımız bir anlam yaratmak, dünyadaki yerimizin izini sürmek ve yaşama sebebimizi bulmak, kısaca yaşam dokuyabilmek.”
Burçları Sümerliler saptamışlardır. Akrep, terazi, boğa, ikizler gibi adlar Sümerceden çevrilmiştir. Dünyadaki bütün olayların gökyüzünde yazılı olduğuna inanarak astronimi ve astrolojinin temelini kurmuşlardır.
“Nitelikli olduğu düşünülen birçok eğitim kurumumuzda, çağın gerekliliği olduğu öne sürülerek bütün dersler İngilizce okutuluyor. Bu duruma şiddetle karşıyım. Düşünce dil ile başlar ve anlam kazanır. Kendi ana dilinde yetkinleşemeyen çocuk, düşüncede derinleşemez ve sığlaşır…”
“Sümerler ne diyor: ‘Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?’
Zaten bildiğini paylaşmazsan yalnız ve mutsuz oluyorsun. Hepimiz bu dünyaya borçluyuz. Bu borcu da ancak yaşadığımız çevreyi daha güzel bir hâle getirmek için çaba ve emek harcayarak ödeyebiliyoruz…”
Görünüşüne göre milletimiz, araştırma yerine duyduğuna inanmayı daha kolay buluyor. O da bizi ışığa değil karanlığa sürüklüyor. Bir türlü kulluktan, ümmetlikten kurtulamıyoruz.