4000 yıl önce şehir parkı mı? Hem de Fırat'ın kıyısında, balıkçı lokantaları da cabası... Vay be diyerek başladığım bir kitap.
Kitabı okurken aklımda hep "4000 yıl, koskoca 4000 yıl önce Sümer denilen bu halk nasıl bir toplumdu ki biz geçen bu 4000 yılda üzerine hiç birşey katamamışız?" sorusu vardı.
Bu kitap otobiyografi özelliği de taşıyabilir, üniversitelerde ders olarak da okutabilir. Bu kadar yalın bir dille yazılan ders kitaplarını kim sevmez?!
Sayesinde 15 yıllık eğitim hayatım boyunca kazanamadığım birçok bilgiyi şu 179 sayfada kazanmışımdır.
Kitap özet olarak 4000 yıl önce Nişuppur denilen, daha çok sofist ailelerin yaşadığı yerde emekli bir öğretmen olan Ludingirra'nın
Dillerine ( Sümerce)
Geleneklerine ( anne- baba-kadın-erkek ilişkileri, erkekliğe ilk adımları, kız isteme, evlenme, boşanma, mal edinme, dava açma, tazminat, tıp- tedavi yöntemleri, dini inançları, bayramları, şiir gelenekleri...)
Sosyal yaşantılarına ( geçim kaynakları, eğitim hakları, bayramları, emeklilik, geçim kaynakları, savaşları, aşkları..)
dair verdiği bilgilerdir.
Öyle bilgiler ki okuyana "Evet, aynen... Evet hala öyle... Nasıl yani bu şimdi Sümerlerden mi gelmiş ?" ve eğer medeniyet bu ise biz neyiz şimdi dedirten bir kitap.
Bitti ve ben burdan koşarak İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne gitmek ve tabletleri gözlerimle görmek istiyorum.