Mânidar bir şekilde, birçok Kur'ân âyetinde, ...ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû' sırası izlenir. Bu üç esasın, yani 'iman, hicret ve cihad'ın beraberce söz konusu edildiği hiçbir âyette, bu sıralama değişmemiştir. Sıralama, hep bu şekildedir: îmân, hicret, cihad.
Nitekim Sahabe efendilerimizde önce 'mü'min, sonra 'muhacir, ondan sonra 'mücahid' olmuşlardır. Önce îmân ettiler, sonra hicret ettiler, sonra da cihad ettiler.
Bugün ise Filistin'de ki kardeşlerimize bakalım; önce îmân ettiler, sonra yurtlarından edilip bir avuçluk Gazze'ye binlercesi hicret etti ve şimdi sıra Mücahid olmaya geldi.. Ve kanlarının son damlasına kadar cihad ediyorlar.
Peki soralım kendimize; Bizi cihad etmekten alıkoyan nedir?
Hakîkî mânada îmân etmeyişimiz mi? Yoksa Allah Azze ve Celle'nin emirlerine hakîkî mânada hicret etmeyişimiz mi?..
Allahumme bike emseyna ve bike esbahna ve bike nahya ve bike nemutu ve ileykel masir
Allahım! Senin yardımınla akşama girdik, senin yardımınla sabaha kavuştuk, senin yardımınla diriliyor ve senin kudretinle ölüyoruz ve dönüş yalnız sanadır.
Allahümme e’ûzü bi rızâke min sehatike ve bi muâfâtike min ‘ukûbetike ve e’ûzü bike minke lâ uhsi senâen
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.