Şeyh Abdullatif Bin Abdurrahman şöyle der:
“Tevhid’i bilip onunla amel eden kimsenin müşriklere düşmanlık etmemesi
düşünülemez. Onlara düşmanlık etmeyen kişi hakkında “Tevhid’i biliyor ve onunla amel ediyor” denilemez.”(4)
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başlangıçta Kureyşlilerin akıllarının cahilliğini ortaya koymamış, ilahlarına değinmemiş, onları ayıplamamış olsaydı, Lat, Uzza ve Menat gibi ilahlarını kötüleyen, Ebu Leheb’e, Velid’e ve diğerlerine değinen ayetleri ve yine Kafirun ve diğerleri gibi içinde müşriklerden, onların ilahlarından ve dinlerinden uzak olmayı içeren ayetleri bulunduran sureleri gizlemiş olsaydı (ki Rasulullah’ı bundan tenzih ederiz) kuşkusuz Kureyş müşrikleri onunla oturur, ona ikram eder, o secdede iken üzerine deve işkembesini koymazlar ve siyer kitaplarında sabit olan işkenceleri ona ve ashabına karşı uygulamazlardı.
Sayfa 14 - Beyaz Minare Kitap / (4) Ed-Düreru’s-Seniyye, Cihad Bölümü, 167.