Bakmak ile görmek arasında fark vardır derler. Bakmak bir göz hareketi bir eylem, görmek ise derinliği fark etme halidir.
Bu kitabı okuduktan sonra Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi'nde gezerken etrafındaki taş yapılara bakanlardan değil görenlerden olacağınıza hiç şüphem yok.
.
Rebul eczanesinin önünden geçerken onu sıradan bir eczane gibi düşünmeyin,derin bir nefes çekin ve bir döneme damgasını vuran o eşsiz lavanta kokusunu hissedin. O koku size geçmişten güzel havadisler getirecektir şüphesiz.
Narmanlı Han, Lebon, Çiçek Pasajı,St. Antuan Kilisesi ve daha birçok tarihi yapıyı bu kitabı okuduktan sonra bir kez daha gezin derim. Ben öyle yapacağım.
.
Kitabın içeriğinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Okuyacak arkadaşlar, ne ile karşılaşacak bilsin.
Anlatılan mekanın geçmişteki ve günümüzdeki hallerini gösteren görseller mevcut kitapta. Öncesinde mekanın hikayesini okuyoruz. Ancak bu hikaye kısmını çoğu okuyucu sıkıcı buluyor. Çünkü anlatıcılar sadece binaya odaklanıyor. Şu tarihte, şu taştan yapılmış, şu kişi satmış bu kişi almış deyince sıkıcı hale geliyor. Yazarlar bu durumu çok güzel aşmış diye düşünüyorum. Betonlara, mermerlere değil de mekanın ruhuna odaklanmışlar.
.
Güzel bir kurgu ve sade bir anlatımla Beyoğlu'nda gezintiye çıkmak isteyenler mutlaka okumalı.
.
Keyifli okumalar.