Bergman filmini şu şekilde tanımlar:
‘’Yedinci Mühür, serbestçe kullanılmış Orta Çağ malzemeleriyle sunulan modern bir şiirdir. Filmimde Şövalye, bugünün askerinin savaştan dönmesi gibi, Haçlı Seferi'nden dönüyor. Orta Çağ' da insanlar vebadan ölesiye korkarlardı. Bugün de atom bombası korkusuyla yaşıyorlar. Film, teması hayli basit bir alegoridir: İnsan, onun ebedi Tanrı arayışı ve tek mutlaklık olarak ölüm.’’
Bu anı hep hatırlayacağım. Sessizliği ve alacakaranlığı, yaban çileklerini, süt çanağını, akşam ışığında yüzlerinizi… ve bu hatırayı, ellerimde yeni sağılmış süt dolu bir çanak taşırmış gibi dikkatle taşıyacağım.
Yedinci Mühür
Bu sad hangi sad bilirmisin
Kusmedigim
Sevgimden vazgecmedigim
Ancak ailemin incitilmesini affetmedigim
Hic bu noktaya gelmediğim
Bilmedigim
Söyle ben sana nasıl geleyim
Tut ki avuclarimda dikenleri kalmis
Verdigim gülün
Tutki uzandigimda cesaret kopmuş
Bagrimda verdigim elin
Tut ki diye diye ömür tükettiğim
Kavusmuşken
Ebedi yalnızlığa mühür bıraktığın
Soyle incitilen gönlü nasil bir edeyim
“Mecnun Leyla'yı gördü de Hakkı buldu.
Görmek marifet olmasaydı
Leyla'yı görmekle nasiplenir miydi Mecnun?
Gönlünde mühür olaydı,
Gözü görse de âmâydı.
Serden geçti de Hakkı buldu
Leyla'yı bulmayaydı Hakka doğru nasıl yol alırdı?
Hak diye diye dönmezsen aşk ile, gözün görse nafile”
Özlemek ne demek ...
Ucu bucağı yok, dibi sonu yok,
koyusundan özledim.
Fırtınalar koparıyor gözlerim,
ve gözlerin aklıma mühür.
Özlemek ne demek.
En delisinden, sonsuzundan
Akla zarar deliye kar ÖZLEDİM.
Nazım Hikmet