Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Beyaz Diş isimli bir kurdun hikayesini okurken yazar; kim vahşi kim evcil, kim hayvan kim insan bunları düşünmemizi sağlıyor...
Jack London benim favori yazarlarımdan biridir. İnsan, hayvan ve doğaya dair gözlemleri mükemmelin bile ötesinde bence. Bundan yüz yıl önce ölmüş bir yazarın gözlemleri, yaptığı tespitleri hala güncelliğini koruyor. Yaşadığı dönemin bilgi edinme koşullarını göz önüne aldığımızda yazarın gerçekten çok okuyup, araştırdığı, üniversite okumamasına rağmen kendini inanılmaz iyi yetiştirdiği anlaşılıyor.
Beyaz Diş' in vahşi doğadaki vahşi yaşamını, zorlu koşullarda hayatta kalma mücadelesini okurken kimin daha hayvan, kimin daha insan olduğunu sorgulamadan edemiyor insan.
Yazar, aslında insanların hikayesini bir hayvan üzerinden anlatmış ve benim kendimce edindiğim fikir ve yorum ise; aslında hiç kimse salt iyi ve kötü değildir. İnsanların iyi veya kötü olmaları doğaları gereği değil; yaşam koşulları, hayat mücadelesi, doğup büyüdükleri çevredeki insanların kendilerine davranış şekillerinin bir sonucudur...
Böyle birçok unsur sonucunda insanların iyi veya kötü olabileceğini; yetişkinlerin de koşulları, çevresindeki insanların davranışları değiştiğinde iyilik ve kötülük kavramlarının değişebileceğini, bunların göreceli kavramlar olduğu mesajını veriyor.
Kısacası okuyunuz okutturunuz.
336 syf.
·
Puan vermedi
Nesin sen dünyanın en mükemmel kitabı falan mı? Ewt kesinlikle öylesin.
Kafes'i 8.sınıfta bi arkadaşımdan görüp almıştım. Sayfaları falan öyle güzel gelmişti ki dayanamadım okudum. İyiki de okumuşum çünkü mükemmelin de ötesinde bir kitap. 12. Sınıfa geldim hala canım sıkıldığında okurum. Kesinlikle okuyun pişman olmazsınız.
Mükemmelin ötesinde bir bilim kurgu ve polisiye karışımı bir kitap.. Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve çok iyi bir anlatımı var. Kuantum fiziği ve fil saati hakkında hiçbir bilgim yoktu bu kitap bana bu bilgileri kattı her bir sayfasını merakla okudum. Son sayfasına geldiğinizde ben ne okudum diye soruyorsunuz :) kitapta mesneviden beyitlere de yer verilmiş. Yazarın 4 kitabı var ve en kısa zamanda kalan 2 kitabını da okuyacağım..
Bu zamana kadar okuduğum en mükemmel kitap diyebilirim . Hatta abartıcam
Mükemmelin ötesinde bişey olaylar çok akıcı ve meraklandırıcı, kitaba başladığım zaman hiç bırakmadan okudum 1 gün de bitirdiğim tek kitap.
Amak-ı Hayal fevkaladenin fevkinde, mükemmelin ötesinde bir ifade kudreti ve tesir edicilik kuvvetine sahip olan bir kitap... Hayalin derinlikleri şeklinde tercüme edebiliriz bu eserin adını. Hakikatle hayal, görünenle görünmeyen, var olanla var olduğu belli olmayan arasında dimağımızı yoğuran, bize bambaşka ufuklar açan, her bir sayfasında tasavvufî izler taşıyan bir eser. Okuduktan sonra kitap üzerine bir vakit uzunca düşünmek elzem bir hal alıyor... Bir çırpıda okuyup bir köşeye bırakılacak bir kitap olmadığını okuyunca fark edeceksiniz.
_Mükemmelin ötesinde_
Her kitap gibi bu da göreceli bir dereceye sahip. Ben bu kitabın ilk filmini izledim, kitabının olduğundan haberim yoktu, biraz araştırma yaptıktan sonra kitaptan esinlenerek film olduğunu anladım ve birinci kitabını okudum. Kitabın yazım tarzı, karakterlerin birbirine uyumluluk ve bağlılıkları, kitapta geçen ihanetler, aşk, hüzün, korku, gerilim, macera 'Mükemmel' ötesi şeyler bunlar. Bin kitapta aradığımı sadece bir kitapta buldum. Herşey çok güzel kurgulanmış. Orada favori karakterinin olmaması mümkün değil. Neredeyse hepsi favori karakterim. Eğer bu kitabı alacaksanız veya alıpta okumadıysanız zaman kaybetmeden bir an önce hemen okuyun. Kitabı okursanız bırakmayacağınıza eminim. Tabi böyle konulu kitap seviyorsanız.
İyi okumalar.
Kitapta beni hüzünlendiren şeylerden birisi yolumun bu kadar geç kesişmesiydi. Mükemmelin ötesinde bir eser.
Sitaresi olmayanın hayatı çıkmazlardan ibaretmiş onu öğrendim.
Peki ya Sitaresini bulanın hayatı?
Yunus Emre Sitaresini feda etti diyemem, Sitare'yi güneşe köprü kıldı. Güneşin o eşsiz ışığı gözünü almasın, kör etmesin diye Sitare ile gözünü ışığa alıştırdı. Sitare sevgiliydi. Hiç ulaşamadığı, hiç gitmediği vatanının kokusunu alırdı ondan. En büyük varlığı ama en büyük eksiğiydi Sitare... Ne Sitare'yi sevmek kolay oldu ne de güneşi. Birinde vuslattan sonra gelen hicrânla yandı, diğerinde hiç kavuşamamış olmanın ateşiyle kül oldu... Kül oldu da dirildi yeniden, asıl vatana ulaştı gurbetinden. Hem Sitare'ye kavuştu, hem güneşine.
Ne mutlu gönlünün Sitaresini bulanlara...
10/10 puan verdi
·
Beğendi
32 yıllık bir zaman diliminde yazılmış olan İnce Memed bende hiçbir kitabın uyandıramadığı duyguları uyandırdı
"İçinde başkaldırma kurduyla doğmuş mecbur adamın hikayesi" İçimde şuan büyük bir boşluk var sanki hayatımda okumam gereken tek kitap İnce Memedmiş gibi geliyor .
Doğrusunu söylemek gerekirse değil 4 cilt 32 cilt olsaydı
