Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Buddha, tanrıdan, tapınmadan ya da kurbandan söz etmemiştir. O yalnızca acıdan söz ediyor ve halka bir çıkış yolu olduğunu söylüyordu. Her yerde ve her şeyde acı olduğunu, acının bir nedeni bulunduğunu; acının üstesinden gelinebileceğini ve bunun bir yolu olduğunu söylüyordu. Bu önermeler, Budizm'in dört soylu hakikati olarak bilinir. Benares vaazı şöyle sürer: "Ey keşişler, bu kutsal acının kutsal hakikatidir: Doğum acıdır, yaşlılık acıdır, hastalık acıdır, ölüm acıdır, sevilmeyenle birleşmek acıdır, sevilenden ayrı kalmak acıdır, istediğini elde edememek acıdır, kısası (dünyevi olana) dört elle sarılmak acıdır. Ey keşişler, bu acının kökeninin kutsal hakikatidir: Doğumdan ölüme süren, hırs ve arzuyla, zaman zaman kanan (varlık) susuzluğudur: zevk susuzluğu, varlık susuzluğu, kudret susuzluğu. Ey keşişler, bu acının giderilmesinin kutsal hakikatidir: Arzuyu tamamen ortadan kaldırarak bu susuzluğu gidermek: Onu bırakmak, sürmek, kendini ondan ayırmak, ona hiç yer vermemek. Ey keşişler, bu acının giderilmesine varan yolun kutsal hakikatidir: Bu kutsal sekizli yoldur; doğru iman, doğru karar, doğru konuşma, doğru eylem, doğru yaşam, doğru çaba, doğru düşünce, doğru yoğunlaşma."
Reklam
"Upanishadlar tüm oluşumlarda bir varlık görmüşlerdir, Buddha ise tüm varlıklarda bir oluşum görür."
Buddha Ohammapa'sında şöyle demiştir: "Ey keşişler, yaşayan her şeyin öldüğünü bilin. Herşeyin bir nedeni vardır. Neden yok olduğunda, sonuç da yok olur. Kalıcı görünen şeyler, gerçeklikte geçicidir. Onlar da geçecektir. Zaferin en yüksek noktasına varmış gibi görünen, düşmeye mahkumdur.
Budizm gerçek bir toplumsal devrimi gerçekleştirecek yerde yavaş yavaş karşıtına dönüşmüş, bir devlet dini haline gelerek başlangıçta mücadele etmek istediği eşitsizlikler için bir gözbağı niteliğine bürünmüştür. Ancak aynı zamanda büyüklüğünü görmezlikten gelmemeliyiz. Buddha, sınıf-öncesi toplumdan çok şey aldığı içindir ki, Budizm, en azından ilk dönemlerinde gerek örgütlenmesi gerekse ideolojisi açısından, genel olarak sınıflı toplumun karakteristik yanılsamalarından oldukça uzaktı.
NAGASENA: Ey kral, sen bir zamanlar bebektın, sırtı üstünde yatan ufak boylu, tatlı birşey. Bu, şimdi büyümüş olan seninle aynı şey midir? KRAL: Hayır. O çocuk biriydi, ben başka biriyim
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Merhaba kitap dostları iyi akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere Toplumsal Dönüşüm Yayınlarından çıkan kollektif bir kitap olan Budizm ve Felsefe isimli kitaptan bahsetmek istiyorum.Yaklaşık yüz sayfalık bir kitap evet hacmi oldukça küçük ama donanım bakımından oldukça tatmin edici.Kitabın içeriğinden bahsedecek olursam; Budizm keşke bir din haline getirilmeseydi. İlk çıkışındaki gibi bir felsefik akım olarak kalsaydı.Tanrısı ve peygamberi olmayan hümanist bir din. Hiduculuğu alın.Kasr sistemini çıkarın, ayinlerin renklerin sayısını azaltın, brahman'ın yerine de nirvana'yı koyun.Sonra ona, dört yüce hakikat'ı, yüce sekiz katlı yol'u, üç sepet'i ve büyük tekerlek'i ekleyin; ve bunların tümünü, hindistan'dan güneydeki sri lanka, doğudaki burma, tayland ve çindibi ve kuzeydeki, nepal, tibet, çin, moğolistan, kore ve japonya noktalarına taşıyın. dünyanın kökenine ya da tanrısalın doğasına ilişkin soru sorulmasını kabul etmeyip, gruptaki herkesin kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacak şekilde, bir merhamet, sevinç, şefkat ve meditasyon programı uyarınca, sessizce, kendi başına çalışması konusunda ısrarcı olun.İşte budur budizm. Budizme göre, hayat ıstırapla doludur. zevk ve safa bir hayal.Doğum ihtiyarlık, hastalık ve ölüm korkunç birer gerçektir. bu ıstırabın asıl sebebi, yaşama arzusudur. istırabı yenmek için, bütün heveslerle beraber, yaşama hevesini de söndürmek gerektir. yaşama hevesini söndürmekle insan “nirvana” denilen devamlı barış ve saadete kavuşur ve ölünce de bu halde kalır. tekrar dünyaya geldiğinde, bu ıstıraplarla karşı karşıya kalmaktan kurtulmuş olur.Konuya ilginiz varsa sizi yeterince tatmin edecek bir kitap.
Budizm ve Felsefe
Budizm ve FelsefeR. Sankrityayan · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 199834 okunma
En yüksek örgütlenme biçiminde madde, bilinç adını verdiğimiz niteliği üretir. Modem kuram, böyledir. Madde dağıldığında, bilinç de dağılır. Nagasena'nın açıklaması bu modem madde ve bilinç kavrayışına çok yaklaşmaktadır
Lenin Materyalizm ve Amprio-kritisİzm'de göreliliğin diyalektikte ki yerini tartışırken şöyle der: "Diyalektik, doğaldır ki görelilik içermektedir. Tüm bilgimizin göreliliğini kabul eder, ancak bunu nesnel gerçekliğin reddi anlamında değil, bilgimizin bu gerçekliğe yaklaşmasının tarihsel olarak koşullanmış doğası anlamında yapar."
Hiçbir sonucun tek nedeni yoktur; birkaç neden birlikte bir sonuca(nesne) yol açarlar. Bu teoriye nedenlerin kollektifliği(hetusamag-rivada) adı verilir.
Sayfa 11
113 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.