her yeri arıyorum, koşuyorum, sıçrıyorum... ne yapacağımı bilemiyorum... kendimi bir çocuk gibi mihrabın bekleyen kucağına atıyorum; şevkten, dertten, çektiklerimden, gördüklerimden ağlıyorum. inliyorum, konuşuyorum, dua ediyorum, şarkı söylüyorum, münacaat ediyorum, fısıldayarak dua ediyorum, dertleşiyorum. kendimden, tapınaktan, geçmişten, şimdiden gelecekten, dertlerden hatıralardan, insanlardan, mütevellilerden, dinlerden, yollardan, kötülüklerden, mahrumiyetlerden, iyiliklerden, çirkinliklerden, güzelliklerden, allah'tan, ali'den, tarihten, peygamberden, selman'dan, şia'dan, sakife'den, buda'dan, yarından, zerdüşt'ten, ateşten, mumdan, dünyadan, ahiretten, hayattan, ölümden, kıyametten, yaşadığımız cehennemden, geçirdiğimiz berzahtan, cennetten, ölü beatrice'ten, sağ beatrice'ten, batından, zahirden, vahiyden, betimlemeden, o şehit imam oğlundan, her şeyden, herkesten, her şekilde, her zaman bahsetmek istiyorum. istediğim kadar ağlamak istiyorum. gerektiği kadar inlemek, feryat etmek, konuşmak, susmak, bakmak, namaz kılmak, yürümek istiyorum.
Sayfa 459
MÜNACAAT
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu
Münacaat
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Münacaat
Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
İsmet Özel
Münacaat
Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.
İsmet Özel
İsmet Özel//Munacaat
"Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?"