Bu incelemeyi okuyun çünkü ağır incittiniz yüreğimi!
Bir kitaba başlamadan önce o kitabı okuyanların düşüncelerini merak eder, kitabın sayfasına girer bakarım. Nitekim bu kitap için de öyle yaptım. Öyle güzel düşünce ve alıntılar vardı ki hemen okumaya başladım eseri. Ama o da ne! Okuduktan sonra fark ettim ki kitaba ait diye paylaşılan
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
Tütmesi gereken ocak nerde ?
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.
İsmet Özel
Doğumunun 79. sene-i devriyesine saygı ve hürmetle…
"Türkler öyle içten İslamcı sayılmazlar pek. Bakın tüm Divan Edebiyatı'nda, üstün değerde bir "münacaat" ya da "naat" yoktur. Aşkı, şarabı, eğlenceyi işleyen gazellerin, şarkıların en güzelleri yazılmıştır" dermiş Yahya Kemal...
"...
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
Oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah, bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık... "
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana ya Rabbi.
Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu...
Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde.
Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin.
Tütmesi gereken ocak nerde?
|| İsmet Özel, Münacaat
Bir varoluş mücadelesi
…
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
Bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
Tütmesi gereken ocak nerde?
Kitap elime ilk ulaştığında sanki geçmişten gelen bir mektubu açar gibi heyecanlandığımı hatırlıyorum.
Kitap tanıtımında şu sözler yazıyor: "İsmet Özel'in Türk milletinin şairi olarak Bir Yusuf Masalı'nı 1967 yılında yazmaya karar verdiğini ve aynı yıl aynı hassasiyete binaen askerliği esnasında yani hidayetinden önce bir elifba temin ettiğini dikkatli okurları fark etmiştir. İsmet Özel yıllar önce de "Allah bana ömür verir, kuvvet verirse ve ben “Bir Yusuf Masalı” adlı kitabımı eğer bir daha neşredersem Kur’ân harfleriyle neşredeceğim" demişti. Vaad ettiği üzere Bir Yusuf Masalı Türk yazısıyla neşrolundu. Uzun yıllardır Latin yazısıyla neşredilmeyen ve aranan, beklenen bu kitabın Türk yazısıyla neşredilmesi 1928'den beri "yazın" tarihimizin en büyük hadisesidir."
İsmet Özel'in benim için yeri çok başka, bambaşka.. Yerini anlatabilecek hiçbir kelime bulamıyorum zihin dünyamda. Nasıl oluyor aklım almıyor. İnsan nasıl böyle şiirler yazabilir, insan nasıl böyle cümleler kurabilir. Bir dakika olsun zihninin içinde yaşamak isterdim. Bu çağda yaşamaktan tüm benliğimle nefret ediyorken bu çağda hayata tutunmamı sağlayan üç şeyden birisi İsmet Özel'dir. Yusuf'un hikayesi beni oldukça etkiledi. Keşke o masalın içinde yaşasaydım biraz. O derinlikte kaybolsaydım. Münacaat, Naat, Sebeb-i Telif, Dibace şiirleri Yusuf'un hikayesinden önce geçiyor kitapta. Kitap Osmanlıca yazıldığı için okurken ayrı bir keyif aldım. Rabbim İsmet Özel'e uzun ömürler versin. Başımızdan eksik etmesin..
Kemikler dayanıyor sırtıma, Karbon14 metoduyla kaç yıllık olduğumu öğreniyor ismini telaffuzunda zorlanacağım ecnebiler. Bir karbon olmasa kıymeti bilinmeyecek tamtur yüzükler takmışlar parmaklarıma boğumları kalın, modern ve belki milenyum çağı zevklerini mesned edinince. Milenyum çağına bir şiir sermişler, sahibini sorunca biri Allah demiş öteki
Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri en büyük müfessirlerden biri olmakla beraber, O'nun tefsirlerini her açıp okuduğunuzda daha evvel görmediğiniz bambaşka bir buutla hakikatin keşfine mazhar olur, sonunu getiremeyeceğiniz bir ilmin nuruyla serfiraz olursunuz.
Lemalar, Otuzüç Lema ve Münacaat'tan oluşan, pek çok meselenin bir bütün içinde sırt