Hedeflerimizi gerçekleştirmek hususunda bizi tetikleyecek itici güçlerden bir diğeri, hedeflerimizi ilan etmektir. Ancak bu her zaman geçerli bir yöntem değildir. Çünkü yerine göre rakiplerimizi, yerine göre çevremizdeki hasetçi kişileri dikkate alarak şartlar olgunlaşıncaya kadar hedeflerimizi gizlemek gerekebilir. Böyle durumlarda ne kadar iyi olursak olalım asla dikkatleri üzerimize çekmemiz gerekir. Denir ki, “Bazen ‘küçük’ görünmek ve sessiz olmak daha iyidir. Bazen de ‘aptalı’ oynamak gerekebilir.” Her yaptığını anlatan kişiler, başarıya hazımsız olan insanlardır. Sahip olduklarını hazmetmekte güçlük çeken insanlar bunları paylaşma hevesinde olurlar. Hâlbuki akıllı insanlar her yerde boy göstermezler. Musa Topbaş (k.s.); “İnsanın mutluluğunu da hazmetmesini bilmesi gerekiyor” buyururlardı. Yani esas maharet; gerektiğinde, başarılarımızı, kabiliyetlerimizi, mutluluğumuzu ve sahip olduklarımızı hazmedip gizlemesini bilmektir. Bu bakımdan çoğu zaman özel projelerinizi saklamak ve gizli tutmak gerekebilir ki bu, hedeflerinizin ve projelerinizin gerçekleşmesi bakımından çok önemli bir stratejidir. Yani, hedeflerinizi sekteye uğratacak şartlar varsa o zaman hedefinizi gizli ve derinden götürün, ilan etmeyin! Hatta Balzac, başarıları gizlemenin en büyük başarı olduğunu söylüyor. Zig Ziglar, hedeflerimizi anlattığımız insanların, hedeflerimize ulaşmamız veya ulaşmamamız konusunda çok önemli rol oynadıklarını söylüyor. La Rochefaucauld, insanın kendi kabiliyetini saklamasının büyük bir kabiliyet olduğunu söyler.