Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uzak Ol!..
İbn-i Sînâ'nın, asırlarca geçerliliğini koruyabilecek şu irşad edici ve belki paylayıcı tavsiyesi dikkat çekicidir. "Sakın akıllılığın ve avâmdan farklı oluşun, inkâr dalgası ile seni her şeyden sıyırıp çıkarmasın! Çünkü bu tutum; bir beyinsizlik, hafiflik ve âcizliktir. Gerçek ve sabit olan bir şeyi anlayamadığın ve kavrayamadığından dolayı yalanlamandaki güçsüzlük ve hımbıllık, delili olmayan bir şeyi hemen kabul edivermendeki hımbıllıktan aşağı değildir. Kulağına gelen haberin garipliği seni rahatsız etse bile onun imkânsız olduğuna delilin olmadıkça bekle, hemen yalanlama. Doğru olan, bu durumdaki haberler için delilin bulunmadıkça onların mümkün olabileceğini kabul etmektir... Birader! Sen cahillerden, rezillerden, görgüsü ve iyi alışkanlığı olmayıp gönül eğlencesi koku arkasında dolaşmak olan kimselerden, yahut filozofluk taslayanların inkârcılarından ve sinek gibi bulaşık mızmızlarından uzak ol!..."
Sayfa 316 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Zira onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. (Ebû Dâvûd; Menasik, 56. İbni Mâce; Menasik, 48) Sizin en hayırlınız, kadınlarına en hayırlı olanınızdır. (Tirmizî; Radā', 11,İbni Mâce; Nikâh,50) Bu konuda daha pek çok hadîs-i şerifi sıralamak mümkündür. Kur'an-ı Kerîm de "Kadınlarla iyi geçinin" (Nisa; 4/19) kesin ve net emrini verdikten sonra hangi mantık ve hangi iz'ân sahibi, müslümanın kadına zulmetmeyi meziyet saydığını söyleyebilir?
Sayfa 301 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Reklam
Vergi, Zekât Yerine Geçmez
... Görüldüğü gibi Kur'an'da sayılan bu grupların arasında yazarın anladığı biçimde "kamu harcamaları" nın yeri yoktur. Bunun için zekât, sadece âyet-i kerimede sayılan bu sekiz grup insana verilir. Bunların dışında, meselâ kamu harcamaları için verilen veya zorla alınan vergi ve benzeri her türlü gider, bu sekiz grup insanın hakkı olan zekâttan hesaplanamaz.
Sayfa 296 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
İlmî Selâhiyet
Elbette ki İslâmî hükümler konusunda "kabul" veya "red" görüşünü verebilmek için öncelikle ilmî selâhiyet gerekir. İlmî selâhiyet olmadan "bana göre" veya "mantığıma göre" gibi kişisel ifadelerle hüküm vermek, çoğunlukla insanı yanılgıya götürür.
Sayfa 290 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
İncitilmemek ve Korunmak
Ahzab Sûresi'nin 60. âyetinde; de "Ey Peygamber Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vucutlarını iyice örten dış elbiselerini giysinler. Bu, onların iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar." buyrulmaktadır. Bu âyette müslüman hanımların evlerinden çıkarken, üstlerine vucut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti ile sokağa çıkmamaları emredilmektedir.
Sayfa 289 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Gözlerin Zinası
Hz. Peygamber (s.a.s.) de; "... Gözlerin zinası şehvetle bakmaktır..." (Buharî; (Çağrı Yay. İst. 1981) Kader, 9 (VII,214); Müslim; (Çağrı Yay.İst. 1981) Nikâh, 44 (II,612, Hadis No: 2152, 2153); Beyhaki; VII,89.) buyurarak harama bakmayı, göz zinası olarak nitelemiştir. Ancak, gözün harama tesadüfen ilişmesinin kasıtlı bakmak hükmünde olmadığı da hadis-i şeriflerde belirtilmiştir.
Sayfa 286 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Reklam
Bir zarûretten dolayı abdest alırken, bir kadının abdest uzuvlarından bir bölümünün görünmesi rivayetini (sh.616) bütün zamanlar için bir ölçü alıp "dirseklere kadar kollar, ayaklar, yüz ve başın abdestte meshe esas olacak kısmı serbesttir." (sh.616) hükmünü vermek, Hz. Peygamber'in konu ile ilgili tüm hadislerini ve tatbîkî sünnetini hiçe saymaktır. Hatta yazarın her fırsatta ileri sürdüğü "Kur'an'ın ifadelerine bağlı olmaya" da uymamaktır. Çünkü aynı ayet-i kerimede "zinet yerlerini açmasınlar" (Nûr, 24/31) buyurulmuş, Hz. Peygamber (s.a.s.) de, bu zinet yerlerinin yüz ve eller dışında kalan, vücudun bütün organları olduğunu belirlemiştir.
Sayfa 285 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
... Hz. Peygamber'in bu konuda uygulaması; kendi baldızı Hz. Esma'ya verdiği talimatla ortadadır. Zira Hz. Aişe'nin rivayetinde Hz. Peygamber (s.a.s.) Esma'ya şöyle diyordu: "Ey Esmâ, kadın ergenlik çağına ulaşınca vücudunun şurası ve burası (yüzü ve elleri) dışında kalan yerlerinin görülmesi caiz değildir."
Sayfa 285 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
"Mümin kadınlara söyle: ... Baş örtülerini yakalırının üzerine örtsünler..." (Nûr 24/31)
Sayfa 283 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Kur'an-ı Kerim'de beş vakit namaza mücmel olarak işaret eden ayetlerden Tahâ Sûresinin 130 uncu âyetinde: "... Güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbını övgü ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, rızaya ulaşasın.” buyurulmuş; güneşin doğmasından ve batmasından önce, gece saatlerinde ve gündüzün iki ucunda olmak üzere beş ayrı vakitte Cenab-ı Hakk'ı tesbih, yani namaz kılmak emredilmiştir.
Sayfa 271 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Reklam
... Allah daima doğruyu söyler. Fakat bazen insan, yanlış anlar. İşte bu yanlış anlamayı önlemek için, Kur'an'ı anlatmak için Peygamber gönderilmiştir. Yeter ki Kur'an'ı anlamaktan aciz olan insan Peygambere güvensin ve onun sözlerine kulağını ve kalbini kapalı tutmasın.
Sayfa 264 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Hangi isimle anılırsa anılsın, faizli sisteme bir alternatif olarak ortaya çıkan kurum ve kuruluşlar da iyice araştırılmadan, peşin bir hükümle ne reddedilmeli, ne de kabul edilmelidir. Bu tür kuruluşların işleyiş şekli iyice araştırıldıktan sonra Kur'an'a uygun olanlar kabul, uymayanlar da reddedilmelidir.
Sayfa 254 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Şüphesiz ki bankaların bir mudârebe şirketi şeklinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira bankaların faizi, önceden sabit bir miktar olarak belirlenmişken mudârebede kârın, oran üzerinden paylaşılması söz konusudur.
Sayfa 248 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Faiz, var olduğu günden itibaren daima güçlünün ve sermaye sahibinin yararına çalışan, zayıf, muhtaç kimselerin durumlarını da gittikçe kötüleştiren bir işleve sahip olmuştur.
Sayfa 246 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
Bir şeyin nitelikleri değişmedikçe; adının değişmesi, hükmünün değişmesini gerektirmez.
Sayfa 237 - Mustafa Varlı, 4. Baskı, Ankara 1999Kitabı okudu
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.