Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mustafa malo

mustafa malo
@mustafamalo
Hukuk
Yeditepe Üniversitesi
Kocaeli
2001
16 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
“İnsanın iyi bir evde oturmak istemesi, yemesi içmesi ve benzerleri bir amaç değil, araçtır. İnsan, yaşamanın anlamı ve amacı olana varmak için fiziksel varlığını sürdürmek zorundadır… Fakat, bunlara sahip olmak isterken buna o kadar dalar ki araç olduklarını unutur; onlar amaçlaşır onun gözünde…”
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören
8.1/10 · 17,7bin okunma
“Bir kere taviz verildi mi, asla çiğnenmemesi gereken unsurlar bir kere gözden çıkarıldı mı, kalbin aynası bir yerinden çizildi mi, kefareti büyük oluyor. Çizikler çatlağa, çatlaklar uçurumlara ulaşıyor…”
Sayfa 111Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
(…) Neler kurmuştum oysa. Murat Bey’i nasıl tahayyül etmiştim. Yazılarından, şanlı geçmişinden, gençlerin onun için anlattıklarından neler çıkarmıştım. Davayı omuzlayan, karşı olduğu fikriyata ve düzene taviz vermeyen, kendini bu yola adayan adam. Bu yüzden evlenememiş bile. Dışarıda Veysel’le kıyasıya bir tartışmaya giriyoruz. Ben, Murat Bey’in hem kendini hem bizleri aldattığını, bunu bilerek isteyerek yapmadığını, artık kendisinin… - Ne demek istiyorsun, diye serteliyor Veysel, ne demek aldatmak ? + Serinkanlı düşün biraz. Adam bize yemek kitabının faziletlerini sayıp döküyor. Milli kültür falan. Bunlarda mutlaka doğruluk payı olacak tabii. Yılların birikimi var. Ama temelde işleyen sıkıntı bence kağıtçıya olan borcu, başka bir çıkış yolu bulamamış besbelli, satar diye basmış yemek kitabını. Murat Bey artık bir noktadan sonra istese de bazı şeyleri size söyleyemez. Sizinle akran olamaz. O yalnız bir adam. Yalnız bırakılmış veya… Bitmiş, tükenmiş artık..
(…)İktidarın çekici yüzü. Kuvvet. Bir anma günü için Halk Eğitim Salonunu rica etmek, bir sinemayı kiralamak. Bir broşür basmak için el açmak. Milli şuuru güçlendirmek, mukaddesata sahip çıkmak… Çok güzel, pek güzel, böyle deniyordu ardından, alçak sesle, kimden yanasınız ? Baş dik, gözler ilerde, kalbin çarpıntısı ve ruhun yükselişi: Hak’tan yanayız. Âh ne kadar tatlı, biz de haktan yanayız, daha doğrusu herkes haktan yana. Siz kiminle birlikte haktan yanasınız ?
Reklam
(…) Ruhunda yanan ateşi her yana taşımak, gönülleri tutuşturmak istemişti. Bütün kuvvetiyle çalışmıştı. Hakkı tutup kaldırmayı gaye edinmişti. Bir neslin yetişmesine adamıştı kendini. Oysa daha Talebe Cemiyeti Başkanı olduğu yıllardan beri onu parlak bir istikbalin beklediğini ima edenler çoktu. Konuşması etkileyiciydi, ismi duyulmuştu, ataktı. Bütün bunların ne getirebileceğini, diplomasını cebine koyduktan sonra hangi kapılara dayanabileceğini hesap edebilecek kadar hünerliydi. Ama bildiği yolda yürümüştü işte. Gençliğini gömmüştü… Sonra bir telefon. Kendini harcadığı fikri ne zaman, nasıl belirmişti ? Yoksa bütün gençliği, yaşadığı olaylar, arkadaşlıkları, bağlılığı hep bir aldatmaca mıydı ? …
“Devrimiz, makina gıcırtısının, ahlak ilahilerini susturduğu devirdir. Bizim ahlakımız; hürmet, hizmet ve merhamet prensiplerini kendinde birleştiren aşk ahlakıdır.”
“Çetin yolculukların başlangıcı için sabahı beklemeyiniz. Sabahı beklemek öğleni, öğleni beklemek akşamı beklemek gibi bir ruh gevşekliği doğurur. Hayatın zaruretleri, ayaklarımıza dolanmış zincirlerdir ve ıstıraplarımıza çeşni katarlar. Fakat bu vahşi sahayı geçmek için hiçbir zaruret kâfi bir mazeret değildir. Ruhumuzu aldatmayalım, ebedî gayeye ihanet etmiş oluruz. Durduğumuz noktada inançlarımızın eksildiğini, yabancılaştığını hiç tecrübe etmediniz mi ? En acı kayıp budur: Gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla, zaruretle uyuşmaları…”
“Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.”
“Cihadımız; fikir ve ruh cephesinde yapılacaktır. Mektebimiz ve devletimizle, hukukumuz ve ahlakımızla, ilmimiz ve sanatımızla bizim benliğimizin mimarı olacak güzide, fedakar bir zümrenin mektepleşmesi zamanı gelmiştir. Siyaset, ticaret, şöhret ve muvaffakiyetlerle gündelik hareket endişelerinden çok uzaklarda çalışan, sanki hayatımızın mâverasında hazırlıklarını yapan bir hareket ordusunun fikir fedaileri bu davayı ancak başarabilir.”
Reklam
“(…)Zulmün, ümitsizliğin ve idealsizliğin kararttığı siyah zeminde Asım, şafağın ilk ışıklarını haber verir. Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir. Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır…”
124 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu
7.8/10 · 13,1bin okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
71 günde okudu
İnsanı, manevi atmosferde iç derinliklerine doğru tefekküre daldıran tasavvufi bir düşünce kitabı. Sadettin Ökten Hoca, sizi ruhunuzla başbaşa bırakıyor ve modernizme yönelik getirdiği tenkidleriyle de size, özünüze / “benliğinize” doğru bir çağrıda bulunuyor. Cümleler akıcı ve vurgulu. Bazı seçili cümleler sizi tam kalbinizden vuruyor..
Fincanımda Cola Var
Fincanımda Cola VarSadettin Ökten · Tuti Kitap · 20141,183 okunma
Entegrizm, dini veya siyasi bir inancı, tarihinin bir önceki döneminde sahip olduğu kültür yapısı veya müesseseleriyle özdeşleştirmektir. Böylece mutlak bir doğruya malik olduğuna inanmak ve onun kabullenilmesini dayatmaktır. Diyalog, entegrizmin karşıtıdır. 3. Dünya ülkelerindeki entegrizm, Rönesansla birlikte Batı’nın kendi kültür ve gelişme modelini bu uluslara zorla kabul ettirme küstahlığından doğmuştur. Artık ya karşılıklı mahvolma garantisi ya da diyalogdan başka bir seçeneğimizin olmadığı bir çağda entegrizmlerin zaferi, bütün beşeri toplumları, kendi içine kapanmış ve çatışmaya hazır fanatik gruplara hapsedecektir.
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.