Hayat, her zaman mutlu sonlar yazmaz. Çoğu zaman yarım kalan ilişkiler, edilememiş vedalar ile terk edilir yaşam. Posta Güvercinleri de bize, bunları tüm açıklığı ile gösteriyor.
Realistik bakış açısı ile kaleme alınmış, savaş dönemini anlatan Posta Güvercinleri, yoğun hisleri ile okuyucuyu bir hüzne sürüklüyor. Hayatın acı yanını gözler önüne seren eser, hem savaştan kaçan bir aileyi hem de kendinden kaçan bir bireyi konuk ediyor kalemine. Yalın dili, hayatın içerisinden kurgusu ve akıcı üslubu ile okuyucuya kendini okutturan bir eser olmasının yanı sıra; yeni yazar elinden çıktığı belli olmayan bir eser. Psikolojik açıdan, etkileyici ve düşündürücü. Çünkü dediğim gibi, realistik. Toplumun hem iyi hem de kötü yanını, bir ayna misali esere yansıtıyor…
Victoria ve Cavidan birbirine yakın olan iki dost. Kader onları bir araya getirdi ancak nahoş bir durumda. Yıllar sonra, bir Nalan geldi onların yanına. Güzel ve anlayışlı bu doktor, onları anlamak ve geçmişte yaşananları telafi etmek istiyordu. Ancak her şey öyle kolay olmuyordu… Çabaları, amacı ve edindiği sonuçlar oldukça çarpıcıydı. Görünen şeyler, her zaman göründüğü gibi olmayabiliyordu…
Benim için etkileyici bir eserdi. Hala aklımda olan o yaşananlar içimi acıtıyor ve insanların acımasızlığına üzülüyorum.
Dilerim ki kalemi daim, okuyucusu bol olur yazarın.