Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zira her müşkülat, onun kudretiyle hallolur. Ve açılmaz düğümler, onun iradesiyle açılır. Ve kalpler onun zikriyle mutmain olur.
Nefis, ilâhî emirlere karşı hiç itiraz etmeden sükûnetle uyduğu ve kötü arzularına karşı durup onlara uymayarak ızdırabı gittiğinde "mutmain nefis" (huzura ulaşmış) ismini alır. Allahu Teâlâ, bu sıfattaki nefis hakkında şöyle buyurmuştur: "Ey mutmain olmuş (zikir ve itaat ile huzura kavuşmuş) nefis, sen rabbinden razı, rabbin senden razı olarak dön Rabbine..." Fecr 89/27-28
Reklam
Alışverişkolikler Her zaman alışveriş yaparlar. Ayakkabı almadan duramazlar. Teknolojik aletleri ala ala bitiremezler. Sürekli bir harcama halindedirler ; alırlar, alırlar, alırlar. Ve bilin bakalım nasıllardır? Hiçbir zaman mutlu değillerdir. Sahip oldukları için asla müteşekkir olmazlar ; gözleri her zaman sajip olmadıklarında kalır. Başka neye sahip olabilirim? Başka ne alabilirim? Daima bu şekildedirler. Diğer bir deyişle, "sürekli tüketici " olmak ancak devamlı tatminsiz bir ruh hali içerisindeyseniz mümkün olabilir. Tatmin olmamak ise şükür halinin tam zıttıdır. Şeytan mutmain değildir, şükürsüzdür ; bu sebeple de mübezzirdir. Sürekli olarak israf derecesinde harcayan kişi de aynı sebeple mübezzirdir.
Sayfa 141 - Timaş Yayınları - 8. BaskıKitabı okuyor
"Şükür, yani kalbin mutmain olması büyük bir nasiptir. Ve bu öyle bir hâldir ki, sadece sözle değil, kalben şükür duygularıyla mutmain olmaktır. O zaman insan başka hiçbir şey istemiyor."
Yaklaşım sözleriyle, tahmin cümleleriyle işi olmaz aşkın. Sanırım yoktur, galiba yoktur, belki yoktur. Evet, mutlaka, çok vardır. Âşıksındır ya da değilsindir. Kesinlik ister aşk. Mutlaklık ister. Mutmain bir kalp ister.
Mümin, “Allah ve rızasından aşağı” hiçbir şeyde mutmain olmayan bir seviyenin sahibidir.
Sayfa 37 - Tahlil YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Ey mutmain nefes, Dön Rabbine"
“Ey mutmain nefes, Dön Rabbine" hitabına müstahak olmak ve rızâ kapısında durup beklemek imiş. Bеn de nice seneler onlar gibi hareket edip, bir an bile zikri ve fikri tak etmeyip, sabır, gayret, tahammül ve kanaat ettim. Ancak gizli şirkten ve gaflet karanlığım- dan kurtulmak İçin çare bulamadım. (Kendi egomla savaştım; ancak hepsi tek Allah (c.c)'a yüzlerini, dönmüş, olmasına rağmen bir, birleriyle çatışan birçok benlerin v e ‘‘benliklerin çök ilahçılığı hâlâ beni terk etmemişti. Bu Allah (c.c)‘a eş olarak bir çok “benler oluşturma hastalığım, kalbimin üzerine ağır gölgeler düşürdü, hakikati sakladı ve beni gaflet içinde bıraktı...) (Doktorlara) “benîm hastalığım gizli şirk ve gaflet karanlığıdır. Lütfen şifalı bit merhem verin’ dedim.' Dediler ki "Burası Mücâhede Mahallesidir. Senin derdinin devası burada yoktur”. Bana "Mutmainde Kalesine yakın bir yerde Murâkabe Mahallesi ve Münâcaat Mahallesi denilen bir semt var. Senin derdinin devasını bilen tabip orada bulunur dediler.
Sayfa 95 - Kalp Nefs ve Ruh, Robert Frager Sayfa 95
Müslümanların azınlıkta veya gayr-i müslimlerin galip bulundukları ülkede, Müslümanlar nasıl hareket edeceklerdir? Zira küfre rıza gösterme ve küfür ahkamına tabi olma hakları yoktur. Bu hususta farklı rivayetler vardır. İbn Abidin: "Fetih'te bu konuda şöyle denilmektedir: Eğer görev verecek sultan (Ülû'lemr) yoksa veya kendisinden görev alınacak bir yetkili bulunmazsa -ki bazı Müslümanların yaşadığı bölgelerde olduğu gibi- o bölgelerde gayr-i müslimler hakim olmuşlar, Müslümanlar bir bakıma azınlıkta kal- mışlar veya Müslümanlar mahkûm durumda, gayr-i müslimler hakim durumdadırlar. (Kurtuba'da bugün olduğu gibi.) Bu durumda ne yapılmalıdır? Gerekli olan, Müslümanların kendi aralarından birine bu görevi vermeleridir. Onda ittifak etmeleri vaciptir. Onu kendilerine imam olarak seçerler, o da kadı tayin eder. Böylece kendi aralarında vukû bulan hadiselerin yargı organlarına aktarılması sağlanmırmam larda kendilerine Cuma namazı kıldıracak bir imam nasbederler." İnsanın mutmain olduğu, kabul edebileceği görüş de bu olsa gerek. Bu görüş istikametinde amel edilmelidir" hükmünü zikretmektedir. İbn Abidin'in: "İnsanın mutmain olduğu, kabul edebileceği görüş de bu olsa gerektir. Bu görüş istikametinde amel edilmelidir" demesinin sebebi; bazılarının gayr-i müslimlerin tayin ettiği kadılara müracaat edebileceği yolundaki görüşlerini reddetmek içindir.
Bir insan kâinâtı elek ile elese, kitapları araştırsa, nefsi mutmain olamaz, ancak zikrullah ile olur.
Mutmain olmak
Kalbin mutmain olması, hiçbir şüpheye yer kalmadan bütün derinliğine bir meseleyi kavramaktır.
Reklam
Soru: Bir müslümanın evlenmek için birden fazla kadına bakması caiz midir? Yoksa önce birine bakıp eğer onunla evlenmeyi istemezse (hoşuna gitmezse) mi diğerine bakmalıdır ? Cevap: Evlenmek istenilen bayana bakmak, sünneti uygulamak ve kalben mutmain olmak amacıyladır. Bu ise şu dört şartı içerir: 1. Evlenme amacı olması. 2. Yalnız kalınmaması. 3. Fitne oluşmayacağından emin olmak. 4. Meşru olan ölçüyü aşmamak. Bu da genel olarak açıkta olup görünen kısımlarına bakmaktır. Örneğin babasının veya erkek kardeşinin yanında açık olan kısımlar gibi. Buna binaen kişi sadece nikahlamaya azmettiği bayana bakabilir. Eğer baktığında evlenmeye karar verirse evlenir, değilse o zaman başka birine bakabilir. En doğrusunu Allah bilir.
Fetaval-Muasira 3024 eş-Şeyh el-Velid el-FiryanKitabı okudu
İnsan-Allah İlişkisi
Sağlıklı bir insan-Allah ilişkisi, ancak mutmain olmuş bir kalp ve ikna olmuş bir akıl ile mümkündür. Aklın iknası marifetin hakikatten kaynaklanmasına, kalbin itminanı ise Allah'ın zikrinin varlığıyla mümkündür.
Vaktiyle İbrahim de: "Ey Rabbim! Ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster." demişti. "Ne o, yoksa inanmadın mı?" dedi. "Evet, fakat kalbimin iyice mutmain olması için." dedi. buyur du ki: "Öyleyse dört kuş yakala, onları kendine alıştır ve her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır; koşa koşa sana gelirler." Bil ki Allah, mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. Bakara 2 | 260
Muhatap olmanız dileğiyle...
“Ey mutmain olmuş (kesin imana ulaşmış temiz) nefis! Rabbine; sen O’ndan, O senden razı olduğu halde dön. Diğer (sadık) kullarımın arasına gir ve (onlarla birlikte) cennetime gir.” (Fecr, 27-29).
Şekik el -Belhi soyle demiştir: İnsanlar üç şeyi söylüyorlar ancak amelleriyle söylediklerini muhalefet etmektedirler: '' Biz Allah'ın kulcağızlarıyız köleleriyiz derler. Ama hür sorunsuz insanların ameli gibi amel ederler Bu onların sözlerinin aksidir '' '' Allah bizim rızıklarımıza kefildir derler ama kalpleri Ancak dünya ile mutmain olur ve onun kırıntılarını toplarlar.'' '' ölümden kaçış yoktur derler ama hiç ölmeyecekmiş gibi amel ederler İşte bu da sözlerinin hilafındandır.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.