“İki sigaram kaldı bu gece için, Maviş Anne,
iki muhabbet kuşum.
iki kendim varmış, Maviş Anne,
biri benmişim, biri Mutsuz.
Ben ölürsem Maviş Anne,
Mutsuza kim bakacak?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol, Maviş Anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da
birlikte gidelim, Maviş Anne.
Bana da kendi serüvenimden bir yer
----------------------
"Bu kitapta yer alan şahıs ve mekânların gerçekle alâkaları tamdır." Kitabının arkasında yazarı tarafından yazılmış bu cümle kitabın başından beni etkilemişti. Çünkü annesini küçük yaşta kaybettiğini biliyordum. Kitabı bitirdikten sonra bu "gerçekle alâkaları" biraz araştırmak istedim ve karşımda
Didem Madak El ele tutuşmuş iki kelebek gibi. Gidecektik, kaçacaktık buralardan Uzak ülkeler düşlemiştik. Grapon Kağıtları. Hayal kırıklığı, yenilmişlik, yorgunluk, acı, ölüm, ölüme rağmen yaşamak... Didem Madak, o kadar derin ve naif bir dilde anlatmış ki, yaşadığı “Anne özlemini” çok severek ve hissederek okudum. Mekanın cennet olsun. Güzel kadın. İki kendim varmış maviş anne, biri benmişim, biri mutsuz. Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak...
Müjde Bilir'e
İki sigaram kaldı bu gece için maviş anne
İki muhabbet kuşum.
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim, biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol maviş anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da birlikte gidelim maviş anne
Bana da kendi serüvenimden bir