Kum rüzgârla savrulunca, fırtına Kum yağmurla buluşunca yaşamak Bir şey mi söylüyor bize kumrular Yüreği secdeye varan ruhların Camdan bir minare olur tenleri Kum, ya bitirmektir bir karanlığı Ya da sonsuz bir geceye başlamak Zencefilse acılardan şifayı Can evinde doğurmanın adıdır Zencefildir aradığın ihtilal Mutlu bir rüyayı alarak her gün Süzülür bir güneş aralığından
Müzelik Şiir
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben.
Reklam
Müzelik Şiir
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım, Kirli bir mekandayım, iğrenç bir zamandayım.
Müzelik Şiir
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım saçak. Kölelik histerisi yayılmış köşe,bucak. Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müzelik Şiir
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım, Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım, Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım.
"Masa da masaymış ha"
Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kâseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta İşte onu koydu Kimi seviyordu kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu masaya dokuzu Pencere yanındaydı gökyüzü yanında Uzandı masaya sonsuzu koydu...
Reklam
1.000 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.