Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TÜRKÇÜLÜĞE KARŞI YOBAZLIK Fatih çağından sonra “Medrese”nin Türk fikir ve siyaset hayatına hakim olması ile başlayan taassubu, türlü iç kavgalara ve kan dökülmesine sebep olarak günümüze kadar gelmiştir. Din bilginleri arasında Ebussuud gibi müsamahalı ve akıllıları bulunduğu gibi, her türlü fikir değerlerinden mahrum ve devleti batıracak
"Semâ" zikrini ve benlik kuyusundan sıyrılışı gerçekleştiren dervişe “semâzen”; zikrin ve faniliğin gerçekleştiği yere ise “semâhâne” denmekte. Müzik burada bahane, raks ise sıçrama taşı. O’na yani EN GÜZELE. Ermek yok, o yolda olmak var. Varlığın kendi içine dönüşü, kendinde dönüşü. Sesten sessizliğe, mekândan mekânsızlığa doğru akış. Suretten mânâya doğru yükseliş. Süküt ve körlük, sağır ve hissizlik arası ”kendini bulmak için", "kendinden geçme” yolculuğu. Şeriata sımsıkı bağlılık ve sureti inkâr etmeden mânâ peşine düşüş. ”Müzik ruhun gıdası" derler. Öyle ya da değil. Hatta değil; gıdası değil. Ama ruh müzikle heyecanlanır, bir vecd hâli yaşar. Müziğin ruhumuzda bir karşılığı var, belli. Diğer taraftan güzel seste dağlar bile yerinden oynar, ırmaklar taşacak gıbi olur. Veli bu yüzden duyduğu bir müzik karşısında hayret içinde ”Aman Allah'ım!.. Bunu nasıl dinleyebılıyorlar?” dedikten sonra baygın düşebiliyor.
Reklam
Kapımı açık bırakmıştım. Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları, radyolar... Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.
Makam, Tonal Merkezler ve Tematik Bağlar
''Benim için makam denilen şey bir renktir sadece, elbette ben makamları on yedinci, on sekizinci yüzyıllardaki gibi kullanacak değilim. İstesem öyle de kullanabilirdim ama o zaman çeyrek sesler yüzünden batının bütün çalgıları elimin altından kaçıverirdi. Madem makam benim için sadece bir renk, bir araç, öyleyse ben onu batının tampere on iki ton sistemi içinde serbestçe kullanırım. Böylelikle bütün çalgılar, piyano elimin altına gelir. Eğer halk müziğimiz üzerinde çalışırsam, eski müziğimizi tahlil edip içime sindirirsem, bu teknikle hem memleketimizin müziğini yapmış olurum, hem de müziği evrensel potanın içine oturtmuş olabilirim.''
Sayfa 144 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Geri116
166 öğeden 161 ile 166 arasındakiler gösteriliyor.