Karyolama oturup kendime bir içki koydum. Kapımı açık bırakmıştım. Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: Müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları, radyolar... Hep beraberdik. Aynı bok çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.