Şebnem, Altınoluk dergisinin ekidir. 'Kadın ve aile' dergisi olarak geçen Şebnem dergisi, bugün hakikaten her eve aylık gelmesi gereken değerli dergilerdendir. Gerekli diyorum çünkü, çağın vebası feminizm gibi İslam hukukuna isyan eden omurgasız ideolojiler ailemizi, hassasiyet ve inançlarımızı günden güne elimizden almaya çalışırken bir yandan İslam'ın çizgilerinden taviz vermeme gayretinde olan çalışmaları okuyan, yayan ve bu düsturda yazan güçlü bir nesil olmalıyız.
A l ı n t ı
"Öğrenmeler, bilmeler hayatın gereğidir. Lakin bilenlerin topu gelse, bunlar bizde, "haddini bilmiş tek bir kişinin çeyreğidir" denir. " Neslihan Nur Türk
Havva Öztin Akarsu teşekkür ederim.
Taşralı, bir fikir ve mücadele insanı olan Nurettin Topçu'nun, Hareket dergisinde 1950'lı yıllarda yayınlanan hikayelerinden derlenen tek öykü kitabıdır. Yazarın ayrıca Reha isimli bir romanıda bulunmaktadır. Nurettin Topçu hakkında söylenecek çok fazla bilgi ve anektodlar olmasına rağmen biz
Hayat ne biliyor musun abi ? Düşün bak rövanş maçındasın. İlk maç kendi evinde sıfır sıfır bitmiş. İkinci maç oynanıyor. Deplasmandasın. Dakika doksan artı iki. Bir sıfır yeniksiniz. Hakem üç dakika uzatma vermiş. Yani bitime yarım dakika ya var ya yok. Gol atarsanız tur sizin, atamazsanız her şey bitiyor. Maçın uzama ihtimali yok. Bir uzun top yollamış kalecin. Önüne düşmüş. En ileride sen varsın. Pas verecek adam arıyorsun. Arkadaşlarının yorgunluktan götü düşmüş. Etrafında kimse yok sizden. Senin de götün düşmüş.Topu sürmeye mecalin yok. Sürebilsen kaleciyle karşı karşıya kalıp topu kaleye takman işten bile değil. Ama mecalin yok. Ve maç bitti bitecek. Umutsuzca ve tüm gücünle abanıyorsun topa. Kaleye en az otuz metre var. Olmaz. Gol mol olmaz. Bir bok olmaz artık. Ama n'apıcaksın, olmayana kadar zavallı bir umutla bekliyorsun işte. Top üstten auta çıkana kadar bekliyorsun. Maç bitiyor sonra. Eleniyorsun. İşte hayat o havadaki top ahi.Biliyorsun hayatta gol olmayacak. Ama başka ne çaren var ne de şansın. Bir şey olmayacağını bile bile bekliyorsun. Bir şey olmayacağını bile bile beklemek işte hayat..."
Bəli - bizim bütün reallıq yalnız və yalnız beynimizin məhsuludur. Beyinə işıq düşmür, beyinə qoxu çatmır, beyinə səs yetişmir. Bütün bu kənar qüvvələr beyinə yalnız informasiya vasitəsi ilə çatır. Beyin yalnız informasiyanı götürür və daxili sistemində kodlaşmaya uyğun oxuyur. Beyin özü - özlüyündə bioloji bir kompyuterdi. Və onun işi yalnız ətraf mühitdən ona gələn elektrik siqnallarını oxumaqdır. Və ya yaratmaq. Qırmızı bir top təsəvvür edin. Bu an sizin beyninizdə xüsusi neyronlar aktivləşir. ən qəribəsi odur ki, həqiqətən qırmızı top görsəydiniz elə eyni neyronlar aktivləşəcəydi. Demək qırmızı topu görmək və düşünmək arasında beyin üçün eyni kod işləyir. Bəlkə elə həqiqi qırmızı top da sadaca beyində yaranır? Əslində hec yoxdur?
Herkese günaydınlar...
Bugün bir seri daha bitti evet ama bu seri bitene kadar bende bittim. Üçüncü kitap hakkında çok fazla konuşmayacağım çünkü seriyi okuyacak kişilere spoiler olmasını istemiyorum bu yüzden genel olarak seriden bahsedicem toplu olarak.
Gecenin hikayesi beni büyük beklentilerle aldığım beğeneceğime emin olduğum ama maalesef beni hayal kırıklığına uğratan bir seri oldu.
Seri boyunca beni tatmin etmeyen çok fazla konu vardı, neredeyse kitapta beğendiğim tek bir karakter bile yoktu bu durumda beni seriyi okurken baya bir zorladı.
Eminim serinin sevenleri de vardırfakat benim düşüncelerim bunlar.
N. G. Kabal'ın bir diğer serisini de okuyacağım o seri tamamen bir gençlik serisi ve içerisinde fantastik her hangi bir kurgu yok diye biliyorum bu yüzden o seriden hala bir umudum var....
İyi okumalar.... Kitapla kalın....