Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
darulgaye
"Akşamları tekkelerde iki soru sorulurmuş: Bugün gönül kırdin mı? Namazını kıldin mi? Birinci soruya evet diyene ikinci soru sorulmazmış. "Bir kez gönül yıktinsa, bu kıldığın namaz değil." Yunus Emre Haydi namaza.."
Anlaşılan kendisini bir hayli hırpalamışlardı. Onu teselli ettim. O günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde sağ-sol çatışması en şiddetli günlerini yaşıyordu. Bu hadiseler üzerinde bir müddet müdâvele-i efkâr ettikten sonra: « - Abdülfettah, öğle namazını kıldın mı?» dedim. «- Ne namazı ağabey!. Burada ben günlerdir ölüm korkusu içinde yaşıyorum. Şu kadar solcunun içinde bir tek sağcı ve müslüman benim. Bunlar beni namaz kılarken görseler parçalarlar. Ben buraya girdim gireli bir vakit bile namaz kılmış değilim!.» dedi. Doğrusu Abdülfettah'ın bu zayıflığına kızdım ve bağırdım: «-Ulan, sen nasıl müslümansm?!. Üçbuçuk solcudan korkup Allah'ın emrini terkediyorsun? Keşke namazını kılaydın da korktuğun gibi olaydı. Amel defterine namaz kılarken dövülmüş olmanın hesanatı yazılırdı. Kalk bakayım! Sıyır kollarım, abdestini al! Ben şuradan takip edeceğim! Bunlardan biri sana abdest alırken veya namaz kılarken müdahale etsin de görelim! Hem bak bunların başındaki çavuş müslüman bir çocuk. Ben şimdi O'na da söyleyeceğim. O da seni gözetleyecek! Bir şey olmaz korkma! Olsa da sen kârlı çıkarsın!»
Reklam
- "Hocam, Dolar, Euro, Altın fiyatları yükseldi, çok zararım var" dedi. Sabah namazını kıldın mı? dedim. "Yok" dedi. "Öğlen, İkindi, Akşam, Yatsı namazlarını kıldın mı!" dedim. "Yok, Yok, Yok ..." dedi. "Ah be kardeşim ..! Dünyevi zararlarını hesap ediyorsunda, manevi zararlarını neden hesap etmiyorsun? Cebime dokunmasınlar da, neyime dokunursa dokunsunlar, zamanını yaşıyoruz. Rabbim bizleri ölmeden uyandırsın." Amin.
Akşamları tekkede iki soru sorulurmuş: - Bugün gönül kırdın mı? - Namazını kıldın mı? Birinci soruya evet diyene, ikinci soru sorulmazmış. "Bir kez gönül yıktıysan, bu kıldığın namaz değil."
Yunus Emre
Yunus Emre
Emir bi’l-ma’rûf yapmadığı için helâk edilen kavmi anımsadıkça…
Bir yakınınıza, “Falanca taksidi yatırdın değil mi, bak yarın son gün?” dediğinizde size nasıl teşekkür edeceğini şaşırıyor. Ama aynı adama, “Kardeş namazını kıldın değil mi, bak kerahet vakti girecek” demeye cesaret ettiğinizde, sanki kendisinden böbreğini istemişsiniz gibi davranıyor. İlk fâni, ikincisi bâki hayatın borcu olduğu halde üstelik!
Sayfa 199 - 2. Baskı, Aralık 2020
O zaman buranın altını çizelim. Bir anne, "Dersini çalıştın mı, ödevini yaptın mı?" sorusu ile "Namazını kıldın mı?" sorusunu çocuğuna günde kaç defa yönelttiğini hesaplayıp kendini kısaca test edebilir.
Reklam
"Bir kez gönül kırdıysan, bu kıldığın namaz değil"
"Eskiden dergâhlarda iki soru sorulurmuş, "bugün gönül kırdın mı?" birinci soru, "namazını kıldın mı?" ikinci soru. Birinci soruya evet diyene ikinci soru sorulmazmış. Gönül yıkmak o kadar ağır bir şey. Ama biz çok hafife alıyoruz, halbuki gönül Allah'ın mülkü, Allah'ın mülküne zarar vermiş oluyoruz. Öyle düşünmek gerekiyor. Bir kişinin gönlünü kırdık ve o öldü(Allah muhafaza) ama ben haklıydım diye kendimizi tatmin edemeyiz. Hiçbir şekilde de memnun olmayız..."
Eskiden dergahlarda iki soru sorulurmuş; “ bugün gönül kırdın mı? ” birinci soru “ namazını kıldın mı? “ ikinci soru Birinci soruya evet cevabını verene, ikinci soru olan namaz sorulmazmış bile.. Gönül yıkmak işte o kadar ağır bir şey. Ama bunu çok hafife alanlar var.. Halbuki gönül Allahın mülküdür.. Kırmaktan korkmak gerekir.
Akşamları tekkelerde iki soru sorulurmuş: Bugün gönül kırdın mı? Namazını kıldın mı? ‘Birinci soruya evet diyene ikinci soru sorulmazmış.’ “Bir kez gönül yıktınsa, bu kıldığın namaz değil.” Yunus Emre
Akşamları tekkelerde iki soru sorulurmuş: - Bugün gönül kırdın mı? - Namazını kıldın mı? Birinci soruya evet diyene ikinci soru sorulmazmış.
Reklam
Eskiden Tekkelerde akşamları iki soru sorulurmuş. -Bugün gönül kırdın mı? -Namazını kıldın mı? -Birinci soruya evet diyene ikinci soru sorulmazmış... "Bir kez gönül yıktınsa, Bu kıldığın namaz değil..." Yunus Emre
"Namazını kıldın mı" diye sordum. "Kıl kıl bitmiyor" dedi. Hafif tebessüm ettim, biraz bekledim. Sonra yumuşak bir ses tonuyla, "Ye ye bitmiyor, Allah sürekli veriyor" dedim. Başı biraz öne eğildi. Bir süre bekledikten sonra, "iç iç bitmiyor, Allah sürekli veriyor" dedim. Başı biraz daha eğildi. Biraz daha bekledim Sonra "eskit eskit bitmiyor, Allah yenilerini veriyor" dedim. Baş daha da eğildi. Sonra birden kaldırdı başını, gözleri sulu. Çok kısık bir sesle, "müsade edersen namazı geciktirmeyeyim..." dedi. Gülümsedim. Ölü değilsen, deli değilsen, çocuk değilsen ve en önemlisi Müslümanım diyorsan Evet, bence de namazı geciktirmemelisin.
Henüz yeni tanıştık onunla. Hayatıma girdikten sonra hassasiyetlerim değişti. Telefonu açınca selamün aleyküm diyen, namazını kıldın mı diye sorguya çeken, aldığın ürünlerin içinde alkol var mı diyerek kontrol eden, her güne bir hadis ezberleyeceğz diye aşka getiren samimi dostlar edinin ki yolunuz güzelliklere çıksın. Sev'mek bazen de sevdiğinin ahiretini düşünmektir...
Bir anne, "Dersini çalıştın mı, ödevini yaptın mı?" sorusu ile "Namazını kıldın mı?" sorusunu çocuğuna günde kaç defa yönettiğini hesaplayıp kendini kısaca test edebilir.
277 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.