Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İZ BIRAKANLAR Yaşamda her insan bir iz bırakıyor, bir tek insanlık adına iz bırakanlar unutulmuyor. İz bırakacağım diye kendi egosunu tatmin edende ölüyor, ego tatmini ihtiyacı duymadan iz bırakanlarda ölüyor. Nasıl anılacağımız ise bizi hiç görmeyen ve tanımayan insanlara kalıyor. Ve tarih yeryüzünde yazanın kendisi dışında hiç adil yazılmıyor. Önder Karaçay
Kur’an’a ne kadar iman ediyoruz ? Kur’an’a iman etmek suretiyle sünnete ittifakımızın derecesi ne ? Kendi benliklerimizi, menfaatlerimizi, ön kabullerimizi ve kalıplarımızı terk edip nassa gerçekten teslim oluyor muyuz ?
Sayfa 57
Reklam
·
Puan vermedi
Hoşça Kal Güzel Okulum #okudumbitti #HoşçaKalGüzelOkulum , çocukların okuldaki eğlenceli ve öğretici maceralarını anlatan harika bir çocuk kitabı. Bu eser, sınıfta yapılan etkinliklerden gezilere, tiyatro oyunlarından heyecanlı yarışmalara kadar birçok farklı konuyu kapsayan canlı ve samimi öykülerle dolu. Kitap, yarıyıl tatilinden sonra tekrar
Hoşça Kal Güzel Okulum
Hoşça Kal Güzel OkulumMelek Çe · Nar Çocuk Yayınları · 202335 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Dünyanın kudurmuşluğu karşısında nasıl olup da delirmediğimize, nasıl olup da hayata bir önceki günkü gibi devam edebildiğimize şaşırıyorum. Nasıl oluyor da o sınırı aşmadan durabiliyoruz? Schweblin’in karakterleri ya sınırda, ya da sınırın öte tarafında. Deliler, derin unutuşlara bırakmışlar kendilerini. Ya koparmışlar makul olanın zincirini, ya da dişleri o zincirde, bir parça daha kalmış hani, sallanıyorlar ucunda. Çocuğunu yitirmek gibi düştüğü yeri yakan, yaktığı yerin bir daha yeşillenmesine izin vermeyen acılar var bu kitapta. Kaynayıp duran, içimizin serinlemesine izin vermeyen suçluluk hissi var. Kenarları koyu karanlıktan dikili unutuşlar var. Eril şiddetin gölgesi altında gözünü sımsıkı kapatan kadınlar, hep başkalarının olan güzel evlere öfke duyan, evlerinin önündeki kusursuz çimenleri çiğneyen yoksullar ve kendi evinin içinde hıçkırıklarını kutulara doldurmaya çalışanlar.. İnsanlar, hayatla aralarında eprimiş bir pamuk ipliği.. Schweblin’in karakterlerinin yaşadığı muhite adım atmak istemezsiniz. Lola kapınızı çalsın istemezsiniz. Hendeğe düşen çocuğun bir daha asla içemeyeceği toz çikolatadan nefret edersiniz. Olmak isteyebileceğiniz son yerdir burası. Ama elinizden bırakamazsınız kitabı. O insanların dünya ağrısına eşlik eder, onlarla nefessiz kalır, onlarla o yarım kalan cümlelerin tamamlanmasını bekler durursunuz, gözünüz üç noktalarda. -İnsan bir şeyi kaybedince... -Evet….. -İnsan bir şeyi kaybedince… -Lütfen, söyleyin. -Nasıl desem… #emrahimre nin özenli çevirisi
Yedi Boş Ev
Yedi Boş EvSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2022365 okunma
Gökyüzü öyle yıldızlı, öyle berraktı ki, onu gören kendine sormadan edemezdi: Nasıl oluyor da böyle bir göğün altında türlü türlü suratsız, kaprisli insan yaşayabiliyor?
Hayatta, aşk da hüzün ve mutlulukta böyleydi. Bir yerden düşmekti bütün hayatımız, bütün duygularımız. Biz nerede olursak olalım, nasıl olursak olalım, bir yerden düşüyorduk sanki. Ve bir tek Düşen Kız ölüyor bir yaşıyorduk. Çünkü onun yazgısıydı bu insanın yazgısı ise her düşüşte bir duygunun ölümüydü.
Reklam
Nasıl bir çağ bu? Gökyüzünde kuşlar ölüyor! Nasıl bir devir bu? Denizde balıklar boğuluyor! Nasıl bir asır bu? Toprağında çiçekler soluyor! Nasıl bir insanlık bu? Kundağında bebekler yakılıyor!
sen geliyorsun
Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerden Papatya kokusu bir de, sen gelmeden önce Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde Duvar diplerine bırakılmış acılar Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer Hangisine baktıysam rengi bembeyaz Bir dokun bin ah işit pencereden Bir asker ağlıyor kenarında sessizce Yavuklusunun adını unutmuş gözlerinde Ne zaman biteceğini askerliğinin Nereye gideceğini, kim olduğunu Aklının karıştığı mahzenlerde Bir adam izlerine bakıyor delice Şimdi sen geliyorsun, biliyorum Hayallerim geliyor, umutlarım, mutluluğum Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim Gireceğin kapıdan başka Nurullah Genç
Aşk aslında hep var. İçimizde. Özümüzde. Derinlerimizden. Varoluşun, insanın, türlü mahlukatın özü hep aşk. İşte nasıl oluyorsa oluyor ve ayrı düştüğümüzü sanıyoruz ondan. Aşk bizden öte, bizden ziyade bir şey sanıp hep dışarıda arıyoruz... Ve bazen, bazı yolları yürürken birilerine rastlayıp, bir yere varmış gibi, bir anda olmuş gibi kabarıyor aşk yeniden, Köpürüyor içeriden, çoğaltıyor, besliyor...
#RafahOnFire
"Eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma" Hani bu haklar evrenseldi? Hani tüm dünya çocukları için geçerliydi? Tam 16.000 çocuk Filistin'de yaşama hakkını kaybetti! Onlar çocuk değil miydi? Ya da şöyle sorayım: günlerce sosyal platformlarda, sokaklarda bahsettiğiniz hayvanlar kadar değerleri yok muydu? Hayvana gösterdiğiniz vicdan insana gelince nasıl oluyor da körleşiyor? Bu nasıl iki yüzlü bir vicdandır?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.