Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben şair değilim, kalemim güçlü olsun Ben komutan değilim silahlı gücüm olsun. Ben Gazzeli değilim, birileri şehid olsun ailemden. Ben devlet değilim, bütün gücümle nazi İsrail'i yok edeyim. Ben zavallı elinde birşey gelmeyen, hayatında zevk almayı bırakan bir bireyim. Çocuklar katledilirken hayatımızdan zevk alıyorsak insanlığımız ölmüştür.
Gör gör dünya Gazzeli çocuklar öldürülüyor, nazi İsrail tarafından
Reklam
400 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Tam bitti dediğin yerde yeniden başlamak. Öldüm dediğin yerde yeniden doğmak. Şimdi yeniden doğdum dediğin yerde binlerce kere daha ölmek. Nasıl anlatılır Cilka'nın yaşadıkları bilemiyorum. Daha doğrusu nasıl anlatılır Auschwitz kampı esirlerinin yaşamı bilemiyorum. Nasıl anlaşılır desem daha doğru olabilirdi. Empati yapılamayacak kadar acı dolu hayatlar... Cilka'yı Auschwitz Dövmecisi'nden tanıyoruz. Bu kitapta ise tamamen Cilka'nın hayatı anlatılıyor. Kampta yaşam ile ölüm arasında, sevdiklerinin yaşamı ile ölümü arasında seçim yapmak zorunda kaldığı günlerden, sıyrılamadığı acılarından, yaralarından bahsediliyor bolca. Aynı kaderi paylaştığı insanların anlayışsızlığında boğuluyordu belki de. Umut; Nazi kamplarında sudan yapılmış çorbanın içindeki bir taneydi belki de. Aşk; en çıkmaz sokakta, gecenin zifir karanlığında ışıldayan dolunaydı. Soykırım ile ilgili çok kitap okudum fakat Cilka'nın hikayesi kadar bana dokunan başka bir hikaye olmadı henüz. Hassas anlarda okunamayacak kadar hüzünlü ve derin.
Cilka’nın Yolculuğu
Cilka’nın YolculuğuHeather Morris · Pegasus Yayınları · 2021205 okunma
Yaptıklarımdan pişman değilim aklım hâlâ yapamadıklarımda
Bazıları için Göring, Müttefik Kuvvetlerine karşı mutlak bir başkaldırı ilan etmiş, Almanya’nın iç işlerine karar verme konusunda ahlaki hakları olmadığını söylemişti. Hücre­sinde geçirdiği duruşma aralarında, Kelley’ye Nazi Almanyası’nın 1930’lardaki savaş hazırlıklarına dair aynı argümanları anlattı. Birinci Dünya Savaşını bitiren Versay Antlaşmasını ihlal ediyordu bunlar: “Elbette yeniden silahlandık,” dedi Göring yatağında, psikiyatristin yanında otururken. “Sırtımız dikleşene kadar Almanya’yı yeniden silahlandırmaya devam ettik. Sadece daha fazla silahlandırmadı­ğımız için üzgünüm. Elbette ki antlaşmaları anca tuvalet kâğıdı kadar önemsiyordum. Elbette ki Almanya’yı yüceltmek istiyordum. Huzurlu ve iyi bir şekilde yapılabiliyorsa ne âlâ. Öyle yapılamıyorsa da pekâlâ. Britanya için planlarım, bana şimdi anlattıklarından çok daha büyüktü. Hava Kuvvetlerini oluştururken savaşla oyna­dığımı bana söylediklerinde, kızlar için görgü okulu işletmediğimi söyledim onlara.”
Sayfa 163 - Pegasus Yayınları
Adam adamm
Göring, mahkemede hiçbir hatanın kabulünü ya da Nazi reji­minin kınanmasını duymak istemiyordu. Keitel, yemek sırasında çekinerek, ülkenin çöküşü için suçun Hitler’e atılması gerektiğini önerirken Göring onun sözünü kesti. “Hepiniz Führer’i tanıyordu­nuz,” dedi Göring. “İlk onun öne çıkıp, ‘Emirleri ben verdim ve tüm sorumluluğu üzerime alıyorum,’ diyeceğini biliyorsunuz. Ancak ben Alman hükümdarının bu aşağılanmaya maruz kalmasındansa, on kere ölmeyi tercih ederim.”
Sayfa 162 - Pegasus Yayınları
Parmaklıklar ardında pasif bir şekilde geçen aylar, Göring’i saldırgan ve asi davranmaya aç bırakmıştı. Çoğu­nun aksine, Hitler’i suçlamaya ya da Nazi rejiminin yaptıklarının sorumluluğunu meslektaşlarına yıkmaya çalışmadı. Sürekli kendi kararlarını kabul etti ve kendini Reich’in muharrik gücü gibi res­metti.
Sayfa 161 - Pegasus Yayınları
Reklam
Altona'da bir gün işçi bölgelerini bastılar ve yakaladılar bizden dört kişiyi, yetmiş beş kişiyi de götürdüler seyretsinler diye onların idam edilmelerini. Gördükleri şuydu seyredenlerin: En gençleri, boylu boslu bir delikanlı, sorulduğunda son isteği (adet yerini bulsun diye), isterim, dedi tok bir sesle, gerinmek bir kez daha. Kurtulunca bağlarından, gerindi ve tüm gücüyle iki yumruk aşketti nazi komutanının çenesine.. O saat bağladılar onu dar bir tahtaya, yüzü yukarı doğru, ve uçurdular başını.
“Hitler’in intihar etmesi korkaklık değildi,” dedi Göring. “Ne de olsa Alman devletinin başındaydı. Hitler’in burası gibi bir hücrede oturup, bir savaş suç­lusu mahkemesinde yargı karşısına çıkması benim için kesinlikle düşünülemez bir şey olurdu. Sonunda benden nefret etmiş olsa da benim için her şeyden önce Almanya’nın bir sembolüydü... Hitler’in yabancı bir mahkeme karşısında canlı bir tutsak olmasından başka her acıyı çekmeye razı olurdum.” Göring, onur ve ulusal saygınlık saldırıya uğradığı zaman, intiharı mantıklı bir karar gibi görüyordu.
Sayfa 142 - Pegasus Yayınları
195 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Modernist edebiyatın öncü eserlerinden sayılan Açlık; 1890’da yayımlanan, Knut Hamsun’un edebi kişiliğini ön plana çıkarıp çokça konuşulmasını sağlayan en önemli eseri. Tüm insani ihtiyaçlardan yoksun olan genç bir yazarın, zihinsel ve duygusal durumunu derinlemesine incelerken onun hayatta kalmaya çalışmasını ve gururlu mücadelesini yansıtan
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Can Yayınları · 202327,9bin okunma
Firavun'un çocuklarla savaşı sonucunda firavun yenildi. Tarih tekerrürden ibadettir. Bugün aynısı Nazi İsrail terörist bebek katili yapıyor. Nazi İsrail çocuklarla savaşıyor ve o'da kaybedecek.
Reklam
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuyuuunnn!!!
“Sanki bir daha asla neşeli olmayacakmış gibi görünen insanlar var.” . . Hiç düşündünüz mü neden içimizdeki çocuğu hep var etmeye, onu öldürmemeye çalışırız. Ne var ki bu kadar, bu çocuk halimizden vazgeçemediğimiz. İşte fazlasıyla etkilenerek okuyup bitirdiğim, etkisinden kolayına çıkamayacağım bu dram yüklü kitaptan sonra ara ara aklıma gelen sorularım cevaplanmış oldu. O zamaaannn buyrun kitabımızı incelemeye. 9 yaşındaki küçük adam Bruno ailesiyle birlikte Berlin’de yaşarken babasının Aushwitz’deki Nazi Kampına üst yönetici olarak atanmasıyla kendini çocuk aklının hiç alamadığı bir hayatın içinde bulur. Daha önce bahçe içinde geniş bir evde yaşarken, burada evin penceresinden sadece tel örgülerle ayrılmış bir alan görülmektedir. Tel örgünün bir tarafında ailesiyle birlikte kendisi diğer tarafındaysa çizgili pijama giyen kalabalık yaşar . Bu yeni yaşamına alışması tel örgünün kalabalık tarafında bulunan, kendisiyle yaşıt Yahudi Shmuel ile gizli gizli sıkı bir arkadaşlık kurmasıyla başlar. İki çocuk böylece yalnızlıklarını birbirleriyle paylaşır. Derken bir gün Shmuel’in babası kaybolur ve Bruno hiç düşünmeden çizgili pijama temin edip duvarın öbür tarafına geçer ve arkadaşına aramada yardımcı olur. Ve artık Bruno dan bir daha kimse haber alamaz Böyle karmaşa ortamında bile hiç kirlenmemiş çocuk kalbinin saflığıyla kurulan dostlukla bize çok derin mesajlar veren, savaşın çocuk gözüyle anlatıldığı bu sıcacık eseri sadece çocukların değil herkesin okumasını öneririm .
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139bin okunma
Andrus çekememiş gibime geldi :d
Gilbert, üst rütbeli Nazilerin çoğunun ortalama zekânın üzerinde çıktığı IQ sonuçları elde etti. Bankacı Schacht, 143 puanla grubun en üstünde çıkmıştı. Artur Seyss-Inquart 141, Göring ve Dönitz 138, Papen 134, Frank ve Schirach 130, Ribbentrop 129, Rosenberg 127, Hess yaklaşık 120 almıştı ve Streicher sürüyü 106 ile takip ediyordu. Gilbert sonunda, faşist rejim yönetimi dâhil herhangi bir konuda başarılı olan kişilerin, ortalama üzerinde zekâya sahip ol­duğu sonucuna vardı. Bu adamların, savaş suçlarını ve zulümleri onaylamaktan daha iyisini bilecek kadar zeki olduklarını düşünse de, aynı zamanda Gilbert şunu da biliyordu ki; “IQ, zihnin entelektüel verimliliğinden başka bir şey ifade etmez ve karakterle, ahlakla ya da kişiliğin değerlendirilmesine dair diğer düşüncelerle ilgili değildir.” Yüksek IQ seviyelerinden etkilenmeyen Andrus, Nazilerin zeki bile olmadıklarını söyledi: “Zihin güçlerinden ve karakterlerinden yaptığım çıkarımlara dayanarak, bu süpermenlerin hiçbirini ekibimde çavuş yapmazdım,” dedi.
Sayfa 137 - Pegasus Yayınları
Guernica
Nazi subayı: "Bunu siz mi yaptınız?" Picasso:" Hayır, siz yaptınız."
The winter of 1916–17 was one of the worst in European history, and it wrecked the harvests. The impact was less severe for Britain and its allies because they were able to import food. But the hunger struck Germans with full force while the British blockaded their ports. It had been Britain’s strategy for centuries, as they didn’t need a large land army when they controlled the seas. Densely populated European countries could not produce enough calories at home, so they needed to import grain from abroad. That’s what made the British blockade so deadly effective. Their immense navy always won the hunger games against foreign armies because soldiers needed to eat.
Sayfa 39 - pdfKitabı okuyor
440 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Merhaba! Size yeni bir inceleme ile geldim. Baruch Spinoza, 17. yüzyılda yaşamış ünlü yahudi filozoftur. Yaşadığı dönem, batıl inançların hüküm sürdüğü ve ırkçılığın yaygın olduğu bir dönem. Fikirleri yüzünden yahudiler dışlamış, hıristiyanlar ise kitapları yasaklamıştır. Kitap, 2 zaman diliminde; 17. yüzyıl ve 20. yüzyıl Almanya'sını gözlemliyorsunuz. Bir nazi subayının çocukluk döneminde Spinoza ile tanışması ve Spinoza'nın hayatının içinde, fikirlerinin içinde geziniyorsunuz. Kitabın dili oldukça yalın ve anlaşılır, Spinoza'yı tanımak istiyorsanız bu kitapla başlayabilirsiniz ama sanırım benim hu kitabı okumama daha var olduğunu kitabı okurken fark ettim. Çünkü biraz zorlandım ve bu sebeple biraz sıkıldım. Keyifli okumalar!
Spinoza Problemi
Spinoza ProblemiIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20191,821 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.