Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
~ HOŞ GELDİN KADINIM ~ Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin. Yorulmuşsundur Nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını, Ne gül suyum, ne gümüş leğenim var. Susamışsındır Buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim.
Nâzım HİKMET RAN (15 Ocak 1902 - 3 Haziran 1963 ) "Nazım Hikmet’i anlatmak için ne söylersek söyleyelim onun eşsiz edebiyatını, kişiliğini vurgulamakta yetersiz kalacaktır. Zira kendisi normal, sıradan bir insanın sayfalarca yazsa da anlatamayacağı şeyleri tek bir cümleyle anlatabilen büyük bir şairdir. bugün dünya çapında tanınan, eserleri onlarca dile çevrilen Nazım Hikmet, ne yazık ki pek çok değerimizle aynı akıbete uğramıştır. Yaşarken, hak ettiği değeri görmediği gibi ömrü memleket hapishanelerinde, mahkemelerde geçmiş, sürgün edilmiş, memleketinden kovulmuş, yetmemiş vatan hainliğiyle suçlanmış, vatandaşlıktan atılmış, anarşist, komünist, isyancı olarak nitelendirilmiştir. Hep o özlemini ve hasretini çektiği bir köyde çınar ağacının dibine gömülmeyi hayal ederek ölmüş yaban topraklara gömülmüştür" "Bir insan düşünelim ki, Yaşadığı ömrü kısa, yaşatılan ömrü uzun olsun. Onun yazdığı şiirlerden korkanlar tarihin karanlık sayfalarına gömülürken o, adı her geçtiğinde yeniden doğsun yeniden dirilsin. Ülkemiz tüm renkleri ile değerleriyle güzel. Renkleri azalttığımızda tatsız tuzsuz bir vatan olur. Bu coğrafyayı vatan kabul eden herkes değerlidir. Bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimizdir; vatan gibi, bayrak gibi, Atatürk gibi, Cumhuriyet gibi ve Nazım gibi" Eşsiz şair, yürek işçisi, Nazım HİKMET’in aziz hatırasına en derin saygılarımızla, rahmet ve minnetle anıyoruz... Ben, bir insan, ben, Türk şairi komünist Nâzım Hikmet ben, tepeden tırnağa iman, tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret ben...
Reklam
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet'in aramızdan ayrılışının 53. yılı anısına...(15/01/1902-03/06/1963) "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim..."
Nazım Hikmet
SEVDALIYIZ BİZ VATANA ÖFKE DOLUYUZ SATANA... "BU MEMLEKET BİZİM..."
Nazım Hikmet
Şairin Münevver'e yazmış olduğu diğer bir şiiir: " Hoş geldin kadınım benim hoş geldin yorulmuşsundur; nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını bastın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi. Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde. Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler Gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam!"
''Ve Erzurumlulardan ve Sivaslılardan ve Türk milletinden çok iş bu Mister Bravn'a güveniyorlardı. Bu zevata: «istiklâlimizi kaybetmek istemiyoruz efendiler!» denildi. Fakat ayak diredi efendiler: «Mandanın, istiklâli ihlâl etmeyeceği muhakkak iken,» dediler, «Her halde bir müzaherete muhtacız diyorum ben,» dediler, «Hem
Reklam
Yaşamak
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
Davet
Hoş Geldin Kadınım
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin yorulmuşsundur; nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını basdın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde ağladın, avuçlarıma döküldü inciler gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam... Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Hoş Geldin Kadınım
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim... Nazım Hikmet
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.