Bir yol olsa dümdüz,
bir yol olsa uçsuz bucaksız,
kavaklar iki yanda.
Genç olsan, ama olmadığın gibi, ama dehşetli genç, koşsan alabildiğine
geçse dünyalar uçaraktan.
"-Ben ne Allah diyorum,
ne maneviyat
ne tabiat.
Ben hiçbir şey demiyorum.
Şu tabakta bir dilim beyaz peynir var
ben onu bile yemiyorum
yiyemiyorum yani...
İkinci dilime çıkışmıyor param.
Ne zalimdi, ne de derebeyiydi babam.
Avrupa'nın yıkılması da umrumda değil.
Biz de beraber yıkılalım
bir an evvel
biz de beraber.
Söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara
bana hiçbirini söyletmediler.
Hep aynı bokun soyudur en kötünüz, en iyiniz.
Bir tek dilim peynirimi
size ikram ediyorum,
buyrun
yiyiniz..."
* * *
İşte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
biraz çakılından aldık
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzluğundan da biraz
ışığından da birazcık
birazcık da kederinden
bir şeyler anlattın bize
denizliğin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
işte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
27 Eylül, Pitsunda, 1958
Sayfa 1676 - Bütün Şiirleri, Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Vatan sevgisi mi bu hergelelerde?
Hangi vatan sevgisi?
Sandalya, depo, fabrika, çiftlik, apartıman sevgisi.
Mülkünü, sermayesini al
sandalyasını çek altından,
heriflerde düşman toprağı olur vatan.
Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları
yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı :
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı
biz unuttuk bağışlamayı...
Varılacak yere
kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp
koparılacaktır...