Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Yazarımız Emre Timur'dan okuduğum ikinci kitap olan Şizofren 'i anlatmaya çalışacağım. Benim icin zor olacak , bazı kitaplar anlatılamıyor.
Ben yazarın kalemiyle 'Ötekiler' kitabında tanıştım. O da beni bir hayli zorlayan bir kitap olmuştu. Bazı kitapların unutulmayacak kitaplar arasında yerini alması kolay olmuyor ne de olsa.
.
Kitabımızda 12 Eylül 1980 darbesi, sağ sol çatışmaları , ve bu zamanları aşkı yüzünden tımarhanede geçiren bir adamın öyküsünü okuyoruz. Timarhanede geçen konuşmalar akıl zorlayıcıydı açıkçası. Yazarımız kitapta bir tek konuyu değil, bir sürü olayı ele almış. Bazen bir cümleye dünyaları sığdırmış, bazen kendinizi sorgulayın diye sizi rahat bırakmış. Aşk, ihanet, felsefe hepsi cok yoğun anlatılmış , benim için oldukca yoğun ve gayet güzel bir okuma oldu. Cok sevdim ve elbette tavsiye ediyorum.
.
Kitabın inanılmaz derecede bir akıcılığı var başladığınız andan itibaren adım adım merakla ara vermeden okumanıza sebep oluyor. İçerik olarak ise İnsanın yalnızlık karşısındaki zayıflığını ve ne gibi ruhsal bozuklukluklara neden olabileceğinin anlatıldığı bir kitap. Ayrıca insan benyninin imkansıza karşı nasıl kendisini değiştirip geliştirdiği de etkileyici bir satranç oyunuyla anlatılmış. Öyle ki insanın kendi kendine satranç oynaması gibi imkansız görünen bir durumun bile gerçekleşebileceği dilegetirilmiş.
Okumaya başlamadan önce çok git gel yaşadım açıkçası. Çünkü gerçekten kalın bir kitaptı. Birde Türkiye' de okurların en çok yarım bıraktığı kitaplardan ilk sırada "TUTUNAMAYANLAR" ı görünce daha çok git gel yaşadım. Ama bu önyargımı kırdım ve okumaya başladım. En başta gerçekten çok sıkıcıydı ve olaylar çok karmaşıktı. Ortalarına gelince anladım diyebilirim olay örgüsünü:) Ama anladıktan sonra o kadar çekici geldi ki kitap bu seferde elimden düşüremedim. Sizlere de bu nedenle önyargısız ve pes etmeden okumanızı tavsiye ederim:)
Kitabın içeriğine gelirsek... Kitapta çok garip bir şekilde çok az karaktere yer verilmiş. Ama bu karakterler üzerinden birçok olay anlatılmış. Turgut Özben ve Selim Işık baskarekterler. Turgut ve Selim arasındaki o dostluk aynı zamanda bir o kadar da birbirlerinden uzak olması asıl olay diyebilirim. Kitapta belli başlı birçok mesaj veriliyor. Hayattan, duygulardan, düşüncelerden, insanlardan.. Kitapta "Aa bu bennn.." diye düşünüp bir an duraksayacağınız ve belki de böyle olduğunuz için üzüleceğiniz birçok yer olacağını düşünüyorum. Ne de olsa hepimiz insanız ve duygularımızın tutsağıyız.
Ah Selim ah insanlara yaranmak için bütün ömrünü verdi de hala insanlara yaranamayacığını anlamadı.
" Hayatımın, başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım." diyen ama hayata bir türlü"TUTUNAMAYANLAR"ın romanı bu kitap.
Okuyacakara şimdiden iyi okumalar dilerim
Senin Hiç Ailen Oldu mu?
Kafka yayınları uzun süredir radarımda olan yayınevlerinden biriydi.Hem kapak tasarımları hem de ilginç kitaplara alan açmaları artık bu yayınevinden kitap okumalıyım fikrini pekiştirdi. Üzerine Hepsiburada 5 kitap 100 TL kampanyasında Kafka yayınları kitaplarına yer verince ilgimi çeken 5 kitaba şans verdim ve ilk kitabımız 'Senin Hiç Ailen
Okuyun, okutturun!
Bu kitabı nasıl anlatacağımı inanın bilmiyorum, umarım hakkını verebilirim. Kesinlikle incelemenin en başında, bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Bilime meraklı olan ya da olmayan herkesin okuyabileceği bir uslüpla, küçük yada büyük herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmış. Kitabı, hem insanı hem de evreni anlamak ve kavramak üzerine türlü türlü sorular ve cevaplar oluşturuyor. Bing bang'den, atomu oluşturan en küçük yapı taşı kuarkın içinde ne olduğuna, dünyamızın nasıl oluştuğundan, farklı galaksilere kadar evren ile ilgili her temel konu incelenmiş, anlatılmış ve okuyucuyu da dahil etmek isteyerek konu hakkında tartışılmış. Kitabı okuyan herkesin evrenin en azından bir kısmı hakkında bilgiye sahip olabileceğini düşünüyorum. Ben okurken çok eğlendim ve sorguladım. Ayrıca yazar kitapta bolca ayete de yer vermiş ve yaratıcının evreni nasıl yarattığı sorusunu hem kendine hem bize sorup, din ile bilimi harmanlaştırmış. İnanın hayran kaldım! Kesinlikle bir şans verin derim ve eğer okursanız, kitap hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum.
Merhaba sevgili okurlar. Öncelikle iyi bayramlar diliyorum. Osmanlı hakkında ekonomi alanında bir çok kitap ve makale mevcuttur. Bu kitabı okurken ekonomi alanı ne kadar detaylı bir konu olsa da yazar bunu pek belli etmemiştir. Yani eseri okurken detaylar içinde boğulmuyorsunuz ve bu da okuyucu kitlesi fark etmeksizin herkesin okumasına vesile oluyor. Kitabın başlığında da belirtildiği gibi daha çok 16. yüzyıllar ve 20. yüzyıllar arasındaki ekonomik durumlarla bağlantılı savaşlar, isyanlar iç ve dış meseleler oldukça sürükleyici bir biçimde anlatılmış. Sadece başlıktaki tarihler arasındaki dönemde kalınmamış ve kuruluş ve yıkılış aşamasındaki bazı olaylara da değinilmiştir. Aynı zamanda kitapta belli başlı grafikler ve Osmanlı sikkesinin değer kaybı çarpıcı grafiklerle gösterilmiştir. Osmanlı devleti yıllar içinde birçok mali bunalımlar yaşamıştır. Coğrafi keşiflerden sonra yaşanan altın bolluğu ve Avrupa'nın hızla gelişmesi buna örnektir. En büyük darbe celali isyanları döneminde ardından Fransız devrimi sonucu yaşanan hızlı sanayileşme sonucunda Osmanlı kırsal kesiminde yaşayan köylünün hızlı ve daha düşük ücretlerle satılan sanayi ürünleriyle pazarlarda mücadele edememesidir. İşte birçok konuya açıklık getiren bu eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Tarih yalnızca savaşlardan ibaret değildir. Ekonomi, sosyal yaşam, diller, dinler, ırklar hepsi bir bütün içindedir ve her ne kadar tarihte devlet yöneticilerine ve savaşlara odaklansak da bir ayakkabıcının, bir demircinin, bir tüccarın da araştırılması ve anlatılması gerekiyor diyerekten incelememi bitiriyorum. TEKRARDAN İYİ GÜNLER, İYİ BAYRAMLAR :)
Peygamberimiz, Veda Hutbesi'nde 'Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.' diyor. Bir müslümanın asli olarak iki kaynağı vardır. Bunlardan birincisi Kur'an-ı Kerim, ikincisi sünnettir. Kur'an-ı Kerim hayattaki en önemli rehberimizdir.
***
Kur'an-ı Kerim'in dili Arapçadır. Her insan Arapçayı ana dili gibi öğrenemez. Bunun için Arapça olarak okuduğumuz Kur'an-ı Kerim'in, anlamını, ne anlattığını anlamak zorundayız. Zira Allah, ayetlerinde çokça 'düşünmez misiniz, akletmez misiniz, ibret almaz mısınız' diyor. Bunun için Kur'an-ı Kerim'in mealini, çeşitli tefsirleri okuyup ufkumuzu genişletmeliyiz.
***
Kur'an'ı Anlamaya Giriş kitabı, Kur'an-ı Kerim'deki kısa surelerin tefsiri niteliğinde. Farklı kişiler tarafından hazırlanan bu kitap küçük büyük herkes tarafından okunabilir. En basit haliyle anlatılmış, dili gayet sade ve anlaşılır bir kitap. İçeriği de çok güzel. Önce surelerin tanıtımı, konusu, ardından surelerin Arapçası, Türkçesi, Türkçe anlamı, neler anlattığı, sureleri hayatımızda hangi alanlarda nasıl uygulayacağımızı anlatıyor. Varsa konu ile ilgili hikâyeler de eklenmiş. Kitabın sonunda da anlatılanlara ilgili test ve bulmaca var. Gerçekten mükemmel bir eser.
***
Kitabı 2011 yılında almıştım. Üniversitedeki bir hocam da katkı sağlamıştı kitaba, imzalayarak vermişti. Hatırası da olan bir kitap benim için.
***
Mutlaka okunmalı...
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel.
İster kâfir, ister Mesuci, ister puta tapan ol yine gel.
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir."
Hakan Mengüç'ün yazımıyla beraber harika bir eser ortaya konulmuş. Eserde Mevlânâ'nın bizzat kendi yazdığı, Mesnevi'nin ilk 18 beytinin açıklaması yer alıyor. Mevlânâ bu beyitlerde genel olarak Ney ile insanın benzerliğinden bahsederken yazarımız da Ney felsefesine girip bizi işin derinine doğru itiyor ve bunu hikayelerle destekliyor. Hakan Mengüç'ün (yazarın) de Ney'e tutkun olduğunu biliyorsunuzdur. O yüzden bu kitaba da fazlasıyla önem verdiğini düşünüyorum. Dolayısıyla ortaya da güzel bir eser çıkmış.
Mevlânâ ve Şems'in ilişkisine dair bir bölüm var. Mevlânâ'nın hoşgörü anlayışıyla birlikte insanlara nasıl baktığı anlatılıyor.
Sık sık Mevlânâ'nın sözlerine, Mesnevi'sine, şiirlerine dayanarak anlatım desteklenmiş.
Kitap fazla uzun değil, anlatılmak istenen az ve öz anlatılmış. Çok akıcı ve kolay okunuyor. Bir fırsat vermenizi isterim, pişman olmazsınız.
Mevlana - İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır AraHakan Mengüç · Destek Yayınları · 20222,790 okunma
Ah bedbaht...bahtsız Ahmet Cemilim...
!!!dikkat spoiler içerebilir!!!
Kitabı büyük bir hevesle okumaya başladığım ilk günü hatırlıyorum da, hiç pişman olmadım bitirince de. Sevgili Ahmet Cemil, onun hisleri, düşünceleri, duyguları, hayalleri...kitabın ilk sayfalarında o kadar güzel kaleme alınmış ki...ve biricik arkadaşı Hüseyin Nazmi ile olan tezatlığı...
Bu kitapta sadece bir aşk
En yakın arkadaşım, canım Zeynep sayesinde kitaplığıma şüphesiz düşünmeden eklediğim bir kitap oldu. Daha önce Küçük Yuvarlak Taşlar’ı okumuş bizim evin bir yanması olduğunu görünce çok etkilenmiştim. Bu kitabı da aynı beklenti içinde alıp yanılmadığı görerek okudum. Bana yine aynı samimiyette, tanıdık geldi. Sanki Handan yanımdan geçerken yüzü parıldayan o kadındı. Selim, Aliye, Selma, teyze kedi Latife hepsini tanıyordum hayatın bir yerlerinden. Hepsini görmüş, yolda geçerken kafa selamı vermiş, başını okşamıştım o kedinin. Böylesine günlük hayatın bir yansıması olan bir öykü kitabı okumak isteyen herkese ilk tavsiyelerim arasındadır. Temiz bir üslup, karakterler çok iyi yansıtılmış ve dahası duygular çok ince işlenmiş. Hiçbir ayrıntı atlanmadan, sakince anlatılmış. Beklentisiz ama derin. Gürültüsüz bir kitaptı. Biraz dinlenmek adına harika bir kaçış yoluydu benim için. Başta Melisa Kesmez, sonrasında Zeynep’e çok teşekkür ederim. Okuyacak olan herkese umarım harika bir yolculuk olur, benim hikayeme benziyor diyebilirsiniz. Başımıza gelen hiçbir sevinç, üzüntü yahut ne olursa olsun yalnız değiliz yaşarken. Evimizin adresleri farklı olsa bile pencere yine biraz nefes alırım umuduyla açılıyormuş. Benzer hayatlarımız ve ortak acılarımız varmış. Bunu bana tekrar hatırlattığı için bu güzel kitabı hep en güzel şekilde saklayacağım. İyi okumalar.
