Çizgi roman Victor Frankenstein, sanki biyografi gibi geldi bana. Victor'un hikayesi ve yarattığı canavarın hikayesi, sürükleyici bir halde ilerliyordu.
Victor, anatomi bilimine merak duyar ve o dalda kendini ilerletir. Ölülerle uğraşarak, onları inceleyerek, kendi de yaratmanın yolunu buluyor.
Gelelim konuya yaratılan canavar, iğrenç bir dev gibi. Zaten Frankensten'i herkesin bildiğini düşünüp, şekli halinde bilgi vermek istemiyorum. Ve Victor dahil herkes nefret edip, tiksiniyordu. Olaylarda bundan sonra başlıyor. Yalnızlık, hor görülme ve herkes tarafından dışlanınca Frankestein çıldırıyor desem yerinde olur. Heyecan da buradan sonra daha soluksuz devam ediyor.
Victor'un çektiği acılar, yaşadığı dramatik olaylar, çizgi romanda olsa iyi bahsedilmiş. Ama düşünmedim degil Victor'un çektiği acılar kendi sorumluluğu yüzünden oldu. Yarattığı Frankenstein, bence daha çok acılar çekiyordu. Hor görünmenin verdiği yalnızlık onu adeta iblise çevirdi.
Çizgi roman yazımına gelince, çok beğenmedim. Çünkü bazı yerlerde zor okudum. Dikkat istedi ama yine de rahatsız olmadım.
Kitabı okurken aklıma severek izlediğim "Penny Dreadful" dizisini getirdi. (Ne diziydi ama) Dizi de; Victor Frankesntein vardı. Yarattığı da vardı. Hatta dizi de Van Helsing, Dracula, Kurt Adam ve Dorian Grey gibi birçok karakter vardı. Başrolde "Eva Green" vardı. Ve oyuncu kalitesi de başarılıydı. Yabancı dizi severler, gerilim,korku ve fantastik severler kaçırmasın derim. (Bu arada dizi +18... Game of thrones halt etmiş)
Kitabı sonlandırırsam artık, keyifle okunuyor. Sürükleyici olarak devam ediyordu.