"Hayır, ahbap, cennete gitmek için dünyayı cehenneme çevirenlere kötü denir! Dünyaya baktığında ne görüyorsun? Tek masum bile kötü insanlar nedeniyle hayatını kaybedebiliyorsa, gelecek umut verici değil demektir. Kimseye zarar vermeyenler dinsizler mi daha masumdur, yoksa Tanrı adına kan dökenler mi? Eğer dinler Tanrı tarafından gönderildiyse, onun adına cinayet işlemek merhametli Tanrı'nın sevgi dolu kimliğine ters düşmez mi? Öyleyse? Tanrı, bu kadar pisliğe gömülmüş bir dünyayı kaderine terk etmiş olamaz. Bu yüzden, dinsizleri bilemem ama Tanrı adına kan dökenler kesinlikle cehenneme gidecekler! Çünkü asıl onlar şeytanın tuzağına düșmüșlerdir."
Sayfa 332Kitabı okudu
“Etrafına bakıyorsun, her yerde uzun duvarlar ... Boğuluyor gibi oluyorsun ve gökyüzünü görmek istiyorsun ama gökyüzü bile tüm renklerini yitirmişçesine kasvedi bulutlarla kuşanıyor. Bir köşeye çekiliyorsun, belki de bir duvar dibine ... Sonra uzun uzun bakıyorsun gökyüzüne. Bulutların ötesinde bir ışık görmek istercesine bakıyorsun ancak ne kadar bakarsan bak, hep aynı kasveti görüyorsun. Nefret saklandığı yerden çıkıyor, kuşatıyor seni, özlemini çektiğin her şeye duyduğun büyük, yakıcı nefret. Bir süre sonra kabullenip asla güzel şeylere sahip olamayacağını anlayarak hayattan beklentilerin düşüyordu. Geriye kalan tek şey ise sana dayanma gücü veren yaşanmışlıklara olan nefretin oluyordu. Sahip olduklarımıza ve asla sahip olamayacağımız şeylere duyduğumuz nefretti bize kalan."
Reklam
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin, yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten saklasan da, gizlesende tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imaji var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeleceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki, sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiğin anlar oluyor. Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi sevgiyi,değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani her şeyde derler ya" hayat devam ediyor" aynen öyle. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor,ne yerin, nede kıymetin değişiyor.Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun, hissizleşiyorsun.
"Birini son kez gördüğünü bilemiyorsun ya hani. Ne acayip bi' duygu di mi ? Bildiğini düşünsene. Son kez görüyorsun ve son kez gördüğünü biliyorsun. Bilmemen daha iyi belki de. Bırakamazsın ki onu. Mümkün değil. Yakasına yapışırsın. Sanki hayatının yakasına yapışıyormuş gibi. Yapışırsın yakasına, gitmesine izin vermezsin."
Leyla ile Mecnun
Leyla ile Mecnun
-Bana bakmadığında bile beni görüyorsun, ne hissettiğimi görüyorsun. Nasıl yapıyorsun bunu? +Çünkü seni içimde yaşatıyorum.
Sayfa 176Kitabı okudu
En büyük hatan ne biliyor musun kızım? Özeleştiri yapmayı bilmiyorsun. Kendini her zaman haklı görüyorsun.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.