Rahmetli Doğan cüceloğlunun vefatından önce yaptığı röportajından oluşan bir kitap. Kitap toplamda 14 bölümden oluşuyor. İlber Ortaylı’nın bir ömür nasıl yaşanır adlı kitabına oldukla benzerlik gösteren bu kitapta cüceloğlunun çocukluk yıllarından başlayıp ailesiyle olan ilişkisi,okul dönemleri, eşiyle ve çocuklarıyla alakalı yaşadığı durumlar ve tecrübelerinden oluşmuş. İnsanın anlam arayışından ve özünü bulma çabasından bahsediyor sık sık. Aslında kimiz ve özümüz ne ? Kendi tecrübelerine dayanarak verdiği tavsiyeler ve örneklerle devam eden kitap son bölümde neler okumalı, dinleme ve seyretmeliyiz gibi tavsiyeler yer alıyor. Verilen örneklerin tavsiye edilme sebepleri ile beraber yazılmış olması çok güzel. Örneğin ölü ozonlar derneğini izlememizi tavsiye etmiş. Ama sadece tavsiyesi yazılıp geçilmemiş bu kitapta. Neden izlememiz gerektiğini düşündüğünü de açıklamış güzel kısa bir paragraf şeklinde. Genelde bu tarz kitaplar okumayı pek sevmesem sıkılsam da yine de hoş kendime bişeyler katabileceğim bir eser oldu. Sevgili Doğan hocamızı Rahmetle anıyorum...
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127,5bin okunma
Hocam...Ne denir ki,
Hocamın sohbete başlamadan önceki girizgâhı, okuduğu ayetleri ve hadisleri kitapta da okuyarak başladım. Kulağımda hocamın sesi, tane tane okuyuşu, kürsüden camaati kontrol ederek hazırlanışı gözlerimin önüne geldi. Öldükten sonra hakkında bir çok güzel şey söylendi, yazıldı. Gerçekten yeri zor doldurulacak, vazifesini sonuna kadar hakkıyla ifa eden, canla başla çalışan birisiydi. Samimiyeti, içinden, ciğerinden sökercesine anlattıkları ve öldükten sonra ortaya çıkan hizmetleriyle keşke tanışabilseydim diyorum kendisiyle.
Tanışamadık ama ben O'nu Allah (CC) için seviyorum. Daha doğrusu O kendini Allah'a (CC) sevdirdiğinden Allah (CC) da bize O'nu sevdiriyor. Bence bunun başka bi açıklaması yok...
Rabbim Rızasına nail ve mekanını cennette en yüksek yerlerde olanlardan eylesin. Bize de orada tanışmayı nasip eylesin.
AMİN.
Teşhir kültürü bütün ülkede bir epidemi, bir salgın hastalık halinde kol geziyor. Gösterecek güzel 'organları' olmayanlar da acılarını, yoksulluklarını ve çaresizliklerini teşhir ederek şöhret oluyorlar.
"Hiç kimse kusura bakmasın, eski tarihimizle övünürüz, hakkımızdır."
Sayfa 20
Selamlar dostlarım. Bugün inceleme yapacağım kitap.
İlber Ortaylı'dan (Türklerin Tarihi)
2021 yılını daha çok klasik ve tarihe ayırdım. Tarihim hakkında daha fazla bilgim olmasını gerektiğini düşünüyorum. Tarihini bilmeyen bir gençlik düşünülemez.
Ecdad
Lise birinci sınıftayken Edebiyat Hocamız okumak için vermişti. Ve bu kitabı okuduktan sonra kitaplara bakış açım değişerek, iyi bir kitap okuyucusu olmak için çabalamam gerektiğini öğretti bana bu kitap. Ve yıllar sonra üyesi olduğum @dipodakitapkulübü sayesinde tekrar okudum. Dikkat biraz kitabı ayrıntılı açıklamış olabilirim.
Büyük Buhran döneminde geçen olaylar, olaylar dizisi.. Kitabı okurken;
1. Aile kavramını, toplum yapısı ataerkil olmasına karşın ailenin anaerkil olarak var olduğu, annenin aileyi bir arada tutmak için ne çabalar verdiği gösteriliyor.
2. Kapitalist sistemin insanlara neler yapabileceğini, toprağını bırakıp nerelere nerelere gitmek zorunda kaldığını, kaplumbağa gibi evi sırtında taşıma moduna geçirttiğini okuyacaksınız.
3. İnsan ne yaşarsa yaşasın, bilinçaltı hayatta kalma iç güdüsü ile doludur. Adalet sistemin de olduğu gibi ilk hak, yaşam hakkıdır. Burada yaşamak isteyen insanların nelere göğüs gerebileceğini, ağlayıp yine de güzel kıyafetlerini giyip törene katılabileceklerini göreceksiniz.
4. Ailede işe yarayan bir çocuk vardır mutlaka. Burada da Tom karakteri tam da evinizde olsun isteyeceğiniz, -okurken kardeşime benzettiğim :)- fedakar, ince düşünceli, sorumluluk sahibi bir bireyken bir de ailede yine vefasız bir evladın olması olarak haylaz Al karakterini göreceksiniz.
5. Rose of Sharon ise annesinden sürekli paylanan, kadının yine bulunduğu konumu bizlere gösteren bir karakter.
6. Betimlemeleri kitapta çok bulabilirsiniz ama ben sıkılmadan ve gözümde canlandıra canlandıra, sanki o karakterlerle yan yanaymışım gibi okudum.
İyi okumalar dilerim.
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,9bin okunma
Prof. Dr. Fuat Sezgin ve Bilim Aşkı
Öyle bir aşk ki bu, sabırla ve demlenerek olgunlaşmış, devamında coşkuya sonra seri üretime dönüşmüş bir duygu. İki kişi arasında kalan bir bireysel aşk olarak kalmamış yani.
Dolu dolu bir yaşam.
Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocamızdan bahsediyorum.
Kendilerini geç keşfettiğimden dolayı mahcup oldum, utandım