Sevmeyi yemek tarifine benzetik.
Elimizde yazılı bir tarif var ve o tarifi iyice ezberimize alma çabamızı, sevmek zannettik..
Oysa sevmek, o tarifle birlikte sevginin mutfağına girmeyi ve o yemeği yapa/ bilmeyi gerektirdiğini atladık.
Yani sevmeyi ezberlemenin bir adım otesine geçemedik.
Sevmeyi bilmedik, ama, lakın, fakat gibi şartlar koştuk.
Bu şartları garantör olarak gördük ve birbirimizi kırmamak adına uzaklaştık yalnızlığa mahkum ettik kendimizi.
Oysa teslimiyeti unuttuk.
Ve ne yazık ki, çok insan ezberindeki tarifle kendini gurme ilan ederken...
Sevginin mutfağında, iki yumurta bile kıramıdık.
Hepimize geçmiş olsun...
✍️