Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zan etmemeli , Nefse acı ve güç gelenleri de şekavet ve felaket sanmamalıdır .
İmam-ı Rabbânî
İmam-ı Rabbânî
Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -2-
01- Bir şeyi seven onu çok anar. Demek ki Allah-u Zülcelâl’i sevmenin alameti, O’nun zikrini sevmek, kelâmı olan Kur’an’ı sevmek, peygamberini, veli kullarını ve O’na nispet edilen her şeyi sevmektir. 02- Dünyaya ait şeyleri sevmekten kurtulmanın çaresi, bu güzel şeylerin hakikatte güzel olmadıklarını, güzel oldukları kabul edilse bile fani ve
Reklam
Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zan etmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekavet ve felaket sanmamalıdır.
Zihnin Somuttan Soyuta Geçişi ve Mürşid’ten Allah’a
Geçen gün bir konuda enaniyete kapıldığımı fark ettim ve daha önceleri de nefsimde olmayan kusurların oluşmaya başladığını görmüştüm. Nefsimi kemale ulaştırmaya çalışırken farklı yönlerden düştüğünü fark edince mürşit düşüncesi aklımı meşgul etmeye başladı. Ama bir insanın başka bir insana kendini teslim etmesi ona boyun eğmesiyle kemal yolculuğunu ilişkilendiremiyordum. Bu son zamanlardaki nefsimin kuvvetlenmesiyle fark ettim ki bir insana teslim olmak nefse en zor gelen şey yani nefsi eğitmek istiyorsak ondan üstün bir şeye bağlanması gerekiyor ve evet bu çok ağır. İslam’ın Allah’a teslimiyet olduğunu daha önce bilsem de tam olarak kimin neyin teslim olacağını teslim olmanın nasıl olduğunu meğer bilmiyormuşum. Allah’a teslimiyet deyince zihin için çok soyut çok genel içeriği belli olmayan müphem bir durum gibi kalıyor oysa bir kişiye teslimiyet denince daha açık daha anlaşılır daha ne yapılacağı bilinir daha somut hale geliyor. Zihin için önce somut olanı anlayıp kavrayıp uygulayıp daha sonra soyuta geçmek daha kolay olacağı için önce bir mürşide oradan Allah’a teslimiyete geçmek çok daha mantıklıymış meğer. Evet nefsimin kuvvetlenmeye başlamasıyla bunu anlamaya başlamış olmam biraz ironik. Şimdi aklımda; mürşid nasıl bulunur sorusu dönüyor, bakalım bu konuyu hangi şer gördüğüm durumdan sonra anlamaya başlayacağım Allah bilir. Neyse yürümeye devam...
Hangimiz?
~KENDİMCE~ İşte bir
Yunus Emre
Yunus Emre
deyişi: “Bir ben vardır bende, benden içeri” Nice demiş, nice söylemiş olan Yunus Emre denizinden sadece bir damla. Sadece kelimelerin olduğu bir laf değil onun söyledikleri; içinde olan ve içinden gelen inleyişleri. Hisseder de söyler, bilir de söyler, yaşar da söyler. Söyler ve hissettirir, söyler ve bildirir, söyler ve yaşatır. Sadece şiir değildir onun ifadeleri. Hâlinin beyanıdır, özünün kelâmıdır. Herkes onun gibi olabilir mi, herkes onun gibi diyebilir mi? Hayır, tabii ki! Yunus olmak kolay mı? Pişmeden, yanmadan; içe dönmeden, özü bilmeden olmaz. Nefse sahip olmadan, onu yatıştırmadan olmaz. Hangimiz yapabiliyoruz ki bunu; kaçımız yapabiliyoruz? Bu yüzden ne kelimeyi doğru düzgün anlarız ne de doğru düzgün bir kelime anlatırız. Ne kendimizi cümlede buluruz ne de cümleyi kendimizde...
Cenneti Kazanmak Kolay Değildir...
Allah Resûlu (ﷺ) şöyle buyurdu: Cehennem şehvetlerle(hoşa giden şeylerle), cennet ise nefse zor gelen (nefsin hoşlanmadığı) şeylerle kuşatılmıştır. Muslim, Cennet 1
Reklam
Kıyamet Günü, Diriliş Ve Hesap Verme...
“O gün Sûr’a üflenir; Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa kıyametin dehşetinden çarpılıp cansız yere serilir. Sonra sûra bir daha üflenir; bir de bakarsın ki, bütün ölüler dirilip kabirlerinde ayağa kalkmış, merak ve endişe içinde etraflarına bakınıp duruyorlar.” (Zümer Sûresi, 68) “Yeryüzü Rabbinin nûruyla aydınlanır. Kitap
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.