İngilizlerin bize bağımsız kurumlar bırakıp demokrasiyi lütfettikleri iddiası ise sömürgecilik zulmünün gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Sömürgeciliği bizzat görmüş olan Cevahirlal Nehru'nun 1936'da Lord Lothian'a gönderdiği bir mektupta şöyle demişti: "İngiliz idaresi, sınır tanımaz bir şiddet ve korku üzerine kuruludur. Bir halkın ilerlemesi için esas olan özgürlükleri bastırır. Yürekli, cesur ve makul olanı yıldırır ama utangaç, çıkarcı, eyyamcı, sinsi ve zorba olanı teşvik eder. Geniş bir casus, muhbir ve provokatör ağı vardır. Erdemlerin böyle bir ortamda mı açığa çıkacaktır? Ya da demokrasi böyle bir ortamda mı gelişecektir? İnsan haysiyeti ve her türlü terbiye kuralı ayaklar altına alınarak ruhlara ve bedenlere verilen zarar herkes için aşağılayıcı olmaktadır."
Görüldüğü üzere Hindistan'da demokrasinin yerleşmesi için bir çaba söz konusu değildi. Hindistan'ın ruhuna, yani milletin özsaygısına verilen zarar, sömürgeciliği savunanlar tarafından her zaman görmezden gelinmiştir.