minnettar kaldığın fıstıklı dondurmanın aşağılık burjuva ahlaksızlığıyla bağlantısını kurabilmek için neşet ertaş dinlemene gerek yok adam azmanı çengelli karpuz yılgın atın dişinin kovuğuna yetmez demişler yine de beni dinlersen sana bir şey söyleyeyim dünyanın bütün problemlerini bir dönem aklıyla çözmeye çalışmış birisi olarak şunu ifade etmek isterim ki huzur bir mürşid-i kâmile bağlanmakta bir allah dostuna teslim olmaktadır sen itiraz etmeden hemen şunu da ekleyeyim ki ortalık sahte şeyhlerden riyakar hocalardan geçilmiyorken hakiki bir ermişi nerden bulacaksın o da yolcunun arayışına bağlı canım kardeşim yanışına bağlı.
bir anadan dünyaya gelen yolcu
görünce dünyaya gönül verdin mi?
kimi büyük kimi böcek kimi kul
merak edip hiç birini sordun mu?
bunlar neden nedenini sordun mu?
Merhum Neşet Ertaş, Yolcu türküsüne "Bir anadan dünyaya gelen yolcu / Görünce dünyaya gönül verdin mi?" diye sual ederek başlar. Yolcu olmak, misafir olmaktır zira; gönül vermek ise bağlanmaktır oysaki ve bağlanmak yolcu için anlamsız, garip bir ilişkiyi gündeme getirir. Nitekim bu garipliğe de atıf yaparak ozanımız türkünün sonunda terennümünü şöyle hitama erdirir: "Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz / Dünya senin vatanın mı yurdun mu?" İnsan için en temel suallerden birisidir bu: Dünya bizim tam olarak neyimiz olur?