Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nilay Melis Gökçek

Nilay Melis Gökçek
@nilaymelisgokcek
Herkes hayattaki zorluklardan, acılardan ve düzensizlikten şikayet etmesine rağmen hayatı daha iyi ve daha düzenli bir hale getirmek için kimse parmağını bile kıpırdatmıyor. Hepimiz hayata dışarıdan bakan seyircileriz sanki, her şeyi ve herkesi yargılamak üzere görevlendirilmiş gibiyiz. Herkes büyük işler, büyük şahsiyetler, büyük sevinçler isteyip beklerken kendisini ve çevresindeki hayatı alışılmış bayağılığın milim bile üzerine yükseltmeyi düşünenlerin sayısı oldukça azdır. İnsanlar borçlarını ödememek için her yönteme başvuran vicdansız borçlulara benziyor.
Sayfa 124
Reklam
Çocuklardan sevgi, saygı ve itaat istemeyin. Tehdit ederek, küfürler saçarak, cezalar vererek bunları elde edeceğinizi düşünmeyin. Çocukların önünde size saygı duyacakları ve erdemlerinizi görebilecekleri şekilde davranın.
Sayfa 61
Bütün ülkeden, özellikle ücra köşelerinden gelen binlerce sağlıklı genç, hayatlarının en güzel döneminde askere çağırılmaktadır. Binlerce genci ailelerinden ve günlük işlerinden koparıp uzun bir süre için kışlalara kapatıyorlar. Burada onları besleyip giydiriyor, bütün ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Onları çoğu zaman gereğinden fazla çalıştırıyorlar ancak bu iş sivil hayata döndüklerinde kendilerine hiçbir fayda sağlamıyor.
Sayfa 46

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Finlandiya’da halkın zihni derin bir uykuya dalmaz, devrilen bir ağaç gibi çürümez. İnsanlar fakirliğe razı gelmeyi istemiyorlar. Başkasının iradesine bel bağlamazlar: “Her şey olacağına varır,” demezler. Hayır ormandaki taze otlar gibi buranın insanı da üstüne düşen sararmış yaprakların altından çıkmaya çabalar, ülke üst tabakadan alt tabakaya kadar canlıdır.
Sayfa 27
Kısıtlı, baskı altında, isteksizce ve başkasının emriyle yürüyen işler ve bunlara harcanan emek insana eziyet gibi gelirken, insanı kanatlandıran serbest bırakılmış, bağımsız, yaratıcı ve dinamik emek, insanı cesaretlendirmektedir. Rusya’ya bağlı oldukları dönemden bugüne kadarki süreçte, Finlandiyalılar ile Rusların çalışma biçimleri arasındaki büyük fark tam olarak harcanan emeğin niteliğinden kaynaklanmaktadır.
Sayfa 24
Reklam
Devletin gücü ve zayıflığı, halkın gelişimi veya geri kalması, sadece yöneticinin erdemine ya da kabiliyetsizliğine bağlı değildir. Yönetici nasıl biri olursa olsun iyi veya kötü, kahraman veya zalim, her zaman temsil ettiği halkın resmidir. Onun ruhunun yansımasıdır. Yönetici halk kitlelerinin eseridir. Kendi halkı nasılsa o da daima öyledir. Dolayısıyla, her halkın hak ettiği iktidara ve yöneticilere sahip olduğu öteden beri söylenegelmektedir.
Sayfa 12
240 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov
8.6/10 · 99bin okunma
Bireyleşme
“Hakikat binlerce dilde konuşulsa da aslında birdir. Görememizin nedeni kendi anlayışsızlığımızdır.”
Sayfa 111
Bireyleşme
İnsan bireyleşme sürecini tamamladığında bilinç ve bilinçdışı barış içinde yaşamayı ve birbirini tamamlamayı öğrendiğinde bütünleşmiş, sakin, verimli ve mutlu olur yani kendi felsefe taşını bulduğunda.
Sayfa 110
Rüyalar ve semboller
Hayatımızın büyük bir kısmını uykuda geçiririz. Bu da psişik varlığımızın en az yarısının rüyada yaşaması demektir. Nasıl ki bilinçdışımız günlük yaşantımızı sürekli gölgeliyorsa bilinç de rüyalarda aktif bir şekilde gezinir. Bu nedenle rüyalar kişiye özeldir. Kişinin bilinçli yaşamından bağımsız yorumlanamazlar.
Sayfa 97
Reklam
Persona, gölge, anima, animus
Kendi karanlığınızı keşfederseniz başkalarının karanlığıyla daha kolay başa çıkarsınız.
Sayfa 94
Persona, gölge, anima, animus
İnsanların var oldukça gölgesi de olacaktır, olmalıdır da çünkü ışık varsa gölge vardır. Burada bize düşen karanlıkla bütünleşmektir onu yok saymak faydasız aksine tehlikelidir. Onun dilini anlayıp uzlaşmaktır çözüm.
Sayfa 82
Persona, gölge, anima, animus
“Geleceğe giden hazır yol yok. Yolumuza devam ederek yollar yapıyoruz.” - Bastırılan her şey varlığını başka bir yerde sürdürür, hiçbir yere kaybolmaz ve ayrı bir kişilik sistemi oluşturur.
Sayfa 79
Kolektif bilinçdışı ve arketipleri
Belki de bilinçdışınızın söylemek istediği şey o kadar can sıkıcı ki dinlememeyi tercih ediyorsunuz. İnsanlar bazı şeyleri kabul edebilselerdi muhtemelen daha az nevrotik olurlardı ancak genel olarak bu şeyler uygunsuz ya da can sıkıcı şeylerdir. Bu yüzden her zaman belirli bir miktar bastırma vardır ama asıl olay bu değildir, asıl olay onların gerçekten bilinçsiz olmasıdır, bilinçli olması gereken belirli şeyler hakkında bilinçsizseniz o zaman siz ayrıksınız demektir o zaman siz sağ eli sol elinin ne yaptığını bilmeyen bir insana dönüşürsünüz entelektüel insan için sorun budur.
Sayfa 66
Liber Novus/Kırmızı kitap ve bilinçdışıyla yüzleşme
Kolektif bilinçdışının kapısı “kişisel bilinçdışının” bilincine varmakla açılır. Çocukluk yaşantımıza dair anılar kişiliğimizin bir parçasıdırlar. Kendinizi yaşınızı baz alarak inşa ettiğiniz çok katlı bir bina gibi düşünün. Her kat yeni bir yaşantı ve anıya, eşyaya sahiptir. Her yeni yaşta üstüne bir yeni kat çıkar, yeni deneyimler ve eşyalar eklersiniz. Yetişkinlikte çocuklukluk zaman zamanlarınıza ait katlarda hâla canlı olan hâla daha çocukluk durumda kalan parçalar da sizinledir travmalar ve hatırlamak istemediğiniz acı verici deneyimler de.. Yetişkin bilincinizle yapmanız gereken şey bu parçalarla uyumlu hale gelip düzenlemek ve kişisel bilinçdışıınızı bilinçli hale getirmektir yani kişisel çok katlı binanızın içindeki basınç dengesini ayarlamak her katta nefes alabileceğiniz konforlu odalar yaratmak ve ağırlık merkezine dengelemek.
Sayfa 56
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.