Sevgilerde
Sevgilerde
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
Behçet Necatigil
Eşya
Gece oldu mu korkunç
Şekiller alan eşya:
İçime ürpermeler,
Korkular salan eşya,
Ben çileden çıkarken,
Seyrime dalan eşya,
Sabahadek gözleri,
Gözümde kalan eşya,
Bana söyleseydiniz,
-Tasam oldu sırrınız,-
Donmuş kımıldamayan,
Birer rüzgâr mısınız?
Bencileyin düşünür,
Dalar, ağlar mısınız?
Ben sizi var sanırım,
Sahiden var mısınız?
Sayfa 73
Renkler
“Gündüze alışan renkler,
Her gece perişan renkler.
Eşyada bakış mısınız,
Zamanda akış mısınız,
Gözümde hatıralar mı?
Yekpare varlığımı
Siz misiniz parçalayan,
Farksız kırık aynalardan?
Sizde mi yaşamaktayım,
Gülmekte, ağlamaktayım,
Gündüze alışan renkler,
Her gece perişan renkler?”
Okur Takip Önerileri
Akıl Gözü
“Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.”
“Gün, yeni doğanındır,
Kül, sönmüş ocakların.
Kılıç kahramanındır,
Köpek de sokakların.
Gündüz kelebeklerin
Gece yıldızlarındır.
Ölüler böceklerin,
Azap günahkârındır.
Sen de benimsin benim.
Ne olursan ol, kadın; şeytan, canavar, baykuş.
Yok kurtuluş elimden, elimden yok kurtuluş…”
Sayfa 32
“Dünyadaki en iyi şeyin acısız, sakin, tahammül edilebilir bir varoluş olduğunu kabul ederiz.Böylece onun değerini biliriz ve bunu hayalî zevklerin huzursuz özlemiyle ya da aslında tümüyle kaderin elinde olan belirsiz bir geleceğe ilişkin ürkek endişelerle mahvetmekten kaçınırız…”
Sayfa 12
Başlangıçta kapıları her sosyoekonomik sınıftan insana açık olan masonluk, 1780’li yıllarda toplumun saygın ve güçlü bireyleri arasında hızla yaygınlaşan bir zenginler ve elitler kulübü olmaya doğru evrilmeye başlamıştı.Bu durumdan hoşlanmayan Weishaupt, masonluğun içinde alternatif ve gizli bir grup oluşumunu başlattı.Örgüt içinde gizli bir örgütlenme modeli olarak çalışan bu grup, Weishaupt önderliğinde kısa sürede masonluğun tüm kilit noktalarına egemen oldu ve binlerce yıllık oturmuş gelenek görenek ve ritüelleri olan bu köklü cemiyeti dönüştürmeye başladı.Kendilerine ‘aydınlanmışlar’ anlamına gelen ‘İlluminati’ ismini taktılar.Amaçları tüm dünyanın ‘illüminasyonu’ yani ‘aydınlanmasıydı’.
“Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı mesela
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına
yağmur mahvoluyor çarparak
kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında
yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur
silkiniyor vuran her damlayla “
“Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!
Sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden
omzunuzdan vaveylâ heybesini atın
boşa çıksın reislerin, kâhinlerin, şairlerin kuvveti
güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın
ağız dolusu gülmeden taşlıkta.”
“Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni, anladım
gençken almadın canımı, bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher...”
“Zamanın tıbbi bilgisi kısıtlıydı.Watt’ın meslektaşları Cavenish ve Priestley, hidrojeni ve oksijeni keşfetmişti.Watt’ın döneminde “hava”dan başka gazların da olduğu anlaşılmaya başlandı.Dostu ve mektup arkadaşı Joseph Black, Karbondioksiti keşfetti(ancak bileşimini tespit etmedi).Bilinmeyen maddelerin ilk kez ayrıştırıldığı bu dönemde pek çok yeni element keşfedilmişti.Maddenin toprak, hava, su ve ateş gibi dört elementten oluştuğu düşüncesi resmen sınanmaya başlanıyordu.Gazların keşfinden sonra, bunların tıpta kullanılması o zaman için mantıklı bir adımdı.Aslında çaresizce hemen her şeyi tedavide kullanıyordu.Civa ve bazı diğer metal karışımları ilaçlar arasındaydı. ...”
“Fransız Remy Bricka, Atlantik Okyanusu’nu yürüyerek geçmiştir.1988 yılında 40 gün boyunca, Bricka Tenerife’den Trinidad’a 3500 mil(5636 km)kat etmiştir.Bunu polyester kayaklarla yapmış, uyumak için peşi sıra bir katamaran ve bir su filtresi de götürmüştür.Yanına hiç yemek almamış, karnını planktonlar ve kimi zaman uçan balıklarla beslenerek geçirmiş, yolculuğu boyunca 60 pound (27 kilo) kadar zayıflamıştır.Bricka aynı zamanda su üstünde en hızlı yürüme rekorunu da elinde tutmaktadır. ... “
“...Bunların yanı sıra teknikleri de benzersizdir; pek çok boya katmanını öylesine ince bir biçimde uygulamıştır ki röntgenle görüntülendiğinde yalnızca belli belirsiz biçimler tespit edilir, oysa aynı işlem diğer ressamların çalışmalarına uygulandığında keskin hatlar göze çarpar.Da Vinci; biçim, ışık, gölge, atmosfer, kompozisyon, izleyici psikolojisi, hareket, jest ve dramanın yanı sıra tekniğin de ustasıydı.”