Bismillahirrahmanirrahim
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
“Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, ALLAH'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak ALLAH için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. ALLAH mü'minlere büyük bir ecir verecektir.”(Nisa Suresi, 146. ayet)—————————————————————
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla ALLAH’tan beni bağışlamasını diler, tövbe ederim.”(Buhârî, Daavât 3)
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
Beş Ayetler Ve Sırları
( Ayet-i Hamse ),
Onar Kaflı
Beş Ayeti Kerime
İçerisinde On Tane ق ''Kâf'' Harfi Olan Beş Âyet-i Kerîme ve Faziletleri
Şeyh Abdülvahid k.s.a. der ki : Bu beş ayetin her birinin içinde on(10) ar adet Kaf harfi vardır. Kaf harfinin cümle ebced adedi yüz(100) dür. Toplam 5000 adet olur. Hak
Uhud Savaşı'nda altmış beş Müslüman öldükten sonra, arkalarında bakıma ihtiyacı olan eşlerini ve ailelerini bırakmışlardı. Bu yenilgiden sonra, Müslümanların dört kadın almasına izin veren bir vahiy geldi.
Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil ) , size helal olan (başka) kadınlardan ikişer , üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.
Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur .
Sure 4:3.
...Ölen adamlar arkalarında sadece dullar değil, yeni bir hamiye ihtiyaç duyan kızlar, baldızlar ve diğer akrabalar da bırakmışlardı.
3 Mart 1924'te Hilâfet'in yıkılmasından günümüze kadar İslâm ümmeti Hilâfet'siz bir hayat sürmektedir. Halbuki Hilâfet'in yeniden kurulması dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslümanlar üzerine farzdır. Tıpkı Allah'ın farzlarından bir farz gibi bu farz da seçme hakkının, ruhsatın olmadığı bir farzdır. Bu nedenle
3. “Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”
Nisâ suresi (4), 86
Âyet-i kerîmede geçen “tahiyye” kelimesinin Arap dilinde başka anlamları varsa da, İslâm’da selâm anlamına kullanılmıştır. Kur’an âyetleri bunu açıkça belirtir.
Evlilikleriyle ilgili olarak Kur’an’da yer alan ayetler de bu doğrultudadır. Bunlardan biri dörtten fazla kadın almak konusundadır. Kur’an’a, Nisa Suresi’ne koyduğu bir ayetle, Müslüman erkeklerin dört kadından fazlasıyla evlenmelerini yasaklamışken (Nisa Suresi, ayet 3), kendisini bu sınırlamayla bağlı kalmamak üzere Ahzab Suresi’ne ayetler koymuştur. Bu ayetlere göre, Tanrı’nın “ganimet olarak” verdiği kadınlar ve elinin altında bulunan cariyeler kendisine helal kılınmış olmaktadır (Ahzab Suresi, ayet 50). Nitekim aynı zamanda evli olduğu karılarının sayısının dokuz ya da on bir olduğu anlaşılmaktadır. Fakat, bir de ayrıca sırf kendisine “mahsus”-olmak üzere bir ayet koymuştur ki, o da mehir vermeden evlenebilme imtiyazıdır. Başkalarına, az da olsa mehir verme zorunluluğunu yüklediği halde, kendisini, Tanrı’ndan geldiğini söylediği vahiyle, bu zorunluluktan uzak kılmıştır. Güya Tanrı bu imtiyazı Muhammed’den başka hiç kimselere tanımamış ve şöyle demiştir:
“...Bir de kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık)...” (Ahzab Suresi, ayet 50).