Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Risâle-i Mahbûb Üsküdar'a gittim bugün. Hava öylesine güzel, Üsküdar öylesine kalabalık. Kalabalığın uğultusu işitiliyor...Göğün payıma düşen kısmında şu ilginç satırları okudum: Her uğultunun, her gürültünün kubbesini sükûtun sütunları ayakta tutar. Kulağı işitmez kılan her yüksek ses sükûtun üzerine devrilir. İç sesime kulak
Bugün sahaftan Octavio Paz'ın modern insan ve edebiyat, O. Elitis'in görünmez bir nisan ayının günlüğü, Türk halk şiirinden seçmeler ve Şükrü Erbaş'ın otların uğultusu altında kitaplarını aldım. Ve içlerinden birinin ilk şiirlerinden: "Kuşlar kuşların yanına, yapraklar Yaprakların yanına Hiçbir şey yalnız kalmıyor İnsandan başka dünyada" (Edip Cansever)
Reklam
Nazım'dan Ve Cendrars'dan Sonra Geceyarısı geçen güzden kalma birkaç yaprak kırk yıllık kahve renkli bahçeler ve bir mimibüste Kartaldan eminönüne giderken uyumuş titreyen bir çırak Karanlık denizi köpürten dalgaları yararak çook gizli bir yere giden tenha bir üsküdar alanı gemisiyle bu yolculuğa başladım senden ayrılınca Balığın
Gecenin sesini duyuyorum. Bildiğim, sonsuz kez elimi yakan imgeleri sadeleştiriyorum. Şarkı, yine bilindiklerde çalıyor. Yok oluyor sevgi ve depreşiyor nisan uğultusu. Değerin değersizleştiğini görüyorum gece sisinin derecesinde. Tövbe, bir üşümek tutuyor, kahkahamda boğuluyor buluyorum kendimi. Bir koku, evet geçmişin herhangi bir anını anımsatan bir koku sesleri delip geçiyor marşların arasından. Alelade kusuluyor sözler, toprağın delişmenliği unutuluyor. Bense kışı unutamıyorum mesela, karlı masalın dibinde yürüyüşlerimi, korka korka gülüşlerimi ve en çok da o beyaz filmi. Gurbette olan ben değilim halbuki, kimse yok beklediğim uzaklardan, ya da beni bir bekleyen.. Neyin matemi diye soruyorum kendime kaçamakça. Belli ki geçen aynaların yansıması diye kestirip atıyorum. Fazlaca renklerle oyalandığımdan sözcüklerin yerlerini unuttuğumu zannediyorum bu günlerde. Bu gece, yine kışımsı sözler ediliyor ayın altında, (özlenmiş belli ki satırlar). Gören görüyor, göçen göçüyor, seven seviyor, terk eden gidiyor, birileri söylüyor, bizse susuyor, dinliyoruz. Yine tövbe, aklımda gene aynı film ve hiç unutmamak bence çok saçma. Birak gitsin! Ve yine belli ki kışın izlerini silmek zor olacak bu gecenin üzerinden. *Sayefiliz
Nisan olduğuna eminiz dimi? Çünkü dışarıda ki rüzgar ve uğultusu ocak veya şubattan geliyormuş gibi?
Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Reklam
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Serdar Aydın
Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, Boz bulanık bir gündü. Yağmur zaman zaman yağıyor, rüzgarın uğultusu hiç dinmiyordu. O gün, Şair Kaan İnce’nin anısına bir toplantı düzenleneceğini biliyordum. Yanımdaki Mahzun arkadaşımla
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.