Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
{Ç News} Pazar'da Bugün;
Merhabalar Efendim...! Pazar gününden selamlar olsun... Çayınızı, kahvenizi hazırlayın, {Ç News} pazar sizlerle....! Dolu dolu..! Haydi başlayalım..! Bugün Tuhaf Dergi'nin 10.Sayısını, 45'lik Dergi'nin 2.sayısını ve Tezgah'ın 4.sayısını ve daha yeni çıkmış olan Trip dergisini aldım.. Tezgah'la Trip'i deneme amaçlı aldım. Merak ettim. Bakalım
Kitap Okuma Beyne Ne Yapar ?
Şimdi bir kağıda bir nokta karalayın ve bu nokta bir fikri temsil eder. Aynı kağıda ikinci bir nokta karalayın ve bu iki noktayı birleştirin. Bu noktalar arasındaki çizdiğimiz çizgi fikirler arasındaki bağlantıyı temsil eder. Kitap okumak beyninize çalışmak için daha fazla nokta verir.Ardından, bu noktaları birleştirmenize yardımcı olur. Ne kadar çok bağlantınız varsa, etrafınızdaki dünyayı o kadar çok anlarsınız. Noktaları birleştirmeye devam edin. Kitap okumaya devam edin.
Reklam
hiiç öylesine2
O eski ben değilim ve o eski ben olmayışım, dersimi layıkıyle almamın neticesi. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmasın diye sırtımı döndüğüm şeydi mazi ve mazi yalnızca döküntü bir ev gibi üzerime yıkılmayı bekledi. İçinden çıkmayı göze alamadığım bir ev.  Ama artık biliyorum ki orası yalnızca bir ev; yuva değil. Çünkü bazen geleceği bir yuva addedip kapı koluna inatla asılmak gerekir.  Arkamı dönüp baktığımda yaşadığım her şey için minnettarım. Tanrının ya da kaderin ya da hareketin adına ne derseniz bütün noktalamasına şükrediyorum tüm eğrilikler pürüzsüzleştiğinde, ağrılar dindiğinde, kırıklar onarıldığında... Genelde olanın tüm yazım yanlışlarını gidermeme olanak tanıyan yollar inşa ettiği için bana, zamanında isyan ettiren fakat zamanla olması gerekiyormuş dedirten virgüller, soru işaretleri, ünlemler ve en önemlisi noktalar koyduğu için ya da yoluma, şükrediyorum.  Yıllardır benimle görüşmeyen biri için karşımdakinin beni tanınmayacağı bir ruh dinginliğine büründüm. Belli bir çember alanı içinde tırnaklarımı derinlere kazımaktan vazgeçip görüş alanımı genişleterek küçük dokunuşlar bırakmayı seçtim hayata ve başka hayatlara. Geçmişe özlem duymaktansa, gelecek uğruna heyecanlanmayı diledim. Kendime hiç benzemiyorum, ya da kendim sandığım beni terk ederek özüme ulaşıyorum. Bilmiyorum. Yalnızca huzurluyum. Değişmek güzel şey.  Zaman bunca hızlı akarken ve olgular dahi durağan değilken insanın tekerrürde olması sanki biraz kabahat gibi düşündürüyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmasın. Bunu dedirtebilen kudrete sonsuz minnetle... Başlığa ek öyle bi içimden geldi 2 :)
Köklerimiz olmasa şu an ne durumda olurduk?
Köklerimiz bizi anlık olarak 0'a çeken değerlerimizdir. Düşünün ki çok mutlusunuz. Ama mutluluğunuz azalmaya başlıyor. Bu demek oluyor ki mutluluğunuz azalan bir fonksiyonu temsil ediyor. Mutluluğun hissetmemeye başlayıp mutsuzluğa itildiğiniz noktada kök değiştirmiş oluyorsunuz. İşte sizi mutluluk noktasından mutsuzluğa çeken ve o an 0 yapan değer köktür. İstediğiniz işe girdiniz. Mutluluğunuz çok fazla, ancak gün geçtikçe patronunuz yüzünden bu mutluluğunuz azalmaya başlıyor ve en sonunda yediğiniz bir azar yüzünden bütün mutluluğunuzun kursağınızda kalıyor. Bu son azar sizin fonksiyonunuzun köküdür. Artık mutluluktan ziyade patron baskısından ve son gün yediğiniz fırçadan ötürü artık azalan bir fonksiyon biçiminde mutsuzluğa itileceksiniz, ta ki sizi 0'layabilen konveks yeni bir kök bulana kadar... Mutluluğunuzu azaltan ve sizi mutsuzluğa doğru iten etmenler sizin fonksiyonunuzdaki konkav noktalardır. Konkav noktalarda 2.türev negatiftir, ivme eksidir, fonksiyonun artış hızı da azalır değeri de azalmaya başlar bu noktalar rezalettir. Peki bizim denklemimizde, bizi 0 yapan değerlerimiz olmasa ne olurdu? Şimdi resme tıklayın ve bakın. Evet insan istediği her değere ulaşabilirdi. Bizi 0 yapan noktalar, ulasabileceğimiz noktalar kısıtlıyor. Bu noktalar olmadığı müddetçe tüm reel sayılara hükmedebiliyorsunuz. Ancak bu noktalar olmadığında ise benlik bütünlüğünüz kayboluyor. Dibi ucağı gözükemeyen e ve pi'ye bile kendini eşitleyen Hakan ile bile görebilirsiniz bu durumu.
Kitap incelemesi yaparken;
📚 Her kitabı beğenmek zorunda değilsiniz, beğenmediğiniz bir kitabı okumak zorunda bile değilsiniz. Lütfen incelemelerinizde nedeniyle beraber bunu yazın, romantizmi bırakın. 📚 İncelemelerinizde olabildiğince yazım hatalarından kaçının, zira bu yanlış incelemenin etkileyiciliğini azaltır. 📚 İncelemelerinizi yaparken vicdan ve insaf süzgecinden geçirin. Varsa yapılan diğer incelemeleri okuyun. Fikir edinin. 📚 Yazdığınız incelemeleri tekrar tekrar okuyun. Metni kendi içinize sindirir iseniz paylaşın. Her kitaba inceleme yapmak zorunda değilsiniz. Yazmak için yazmayın. 📚 İncelemelerinizde bir "inceleme standartı" oluşturun. İnceleyeceğiz noktalar aklınızda önceden belli olsun ve bu kalıplar hiç değişmeyecek şekilde giderek artsın. 📚 İncelemeler de kitabın önsözüne yahut kitabın arka kapağındaki tanıtım bültenine olabildiğince az yer verin. Süslü cümlelere lüzum yok, kendi düşüncelerinizi öne çıkarın. 📚 Eleştirilere açık olun, beğenilere takılmayın, kendinizi sürekli geliştirin. Her bir inceleme de bir tuğla daha ekleyin zihin yapınıza. 📚 İncelenizi laf kalabalığına boğarak uzun tutmayın. Kısa da tutmayın. Okuyucuyu ve kendinizi yormayan, herkesin anlayabileceği, kararında, besleyici yazılar yazın.
İstanbul 27. Kitap Buluşması Gerçekleşti!
1000kitap İstanbul 27. Kitap Buluşması etkinliği için Oya Baydar'ın Köpekli Çocuklar Gecesi kitabını inceledik. Etkinlikte ekolojik felaketlerden, çocuklardan, ekolojik felaketlerin neden kaynaklandığından, mevcut ekonomik modelden, tüketim toplumu olmamızdan, planlı eskitmeden ve bireysel olarak neler yapabilirizden konuştuğumuz, doğanın
Reklam
Hayatta üç noktalar vardır hep. Kimisi bir hikayenin başlangıcı olduğunu ama ortasından ya da her hangi bir yerinden başlanarak anlatıldığını gösterir. Kimisi de sona konur aslında daha devamı var lakin ben burda kestim demek içindir. Hangi üç noktadayım/noktadayız bilinmez... Her daim en güzel üç noktalarda kalanlara selam olsun...
ÇAĞDAŞ İNANÇ İLMİHALİ(M) 1. "Yetiş ey gavs, medet ey gavs!" gibi ifadelerle yakarışta bulunmak hiç hoş değildir. Sahabe döneminde böyle ifadeler görülmemiştir. Ancak "Allah'ım falanın hürmetine senden isterim" demek caizdir. (Zorunlu değil) yapacaksak dilimizi buna alıştırmalıyız. Bunun hadisten delilleri vardır. 2.
İki tür nokta vardı; Biri önüne ve ardına bakar, biri ardına bakmaz ardını noktalar. Özdemir Asaf
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.