Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayata farklı bakma açısı
Dinozor dersi rengi, kimse dinozorların ne renkte olduğunu bilmiyor sadece tahmin ediyorlar. Belki mavi belki belki de kahverengi . Dinazorları renklendirmekle görevli olan kişiler bunu bilimsel bir dayanağa göre yapmıyorlardı sadece tahmin ediyorlardı. Not: 2 sayfadaki birkaç cümleyi birleştirerek alıntı oluşuturdum.
Sayfa 9 - Can ÇocukKitabı okuyor
Somatoform rahatsızlıklar, bireyin hbbi bir durumla açık­lanamayan gerçek fiziksel şikayetlerden yakındığı bir tür ruhsal bozukluktur. Bir rahatsızlığa somatoform bozukluk tanısı konulabilmesi için belli kriterler vardır: 1. Fiziksel semptomlar, bir hbbi durumun, ilaç kullanı­ mının ya da başka bir ruhsal rahatsızlığın sonucu ola­ maz. 2. Tanı,
Sayfa 311Kitabı okudu
Reklam
Irkçılık-Turancılık Davası ve Dış Politika: Hem sanıklar, hem de birçok araştırıcı, Irkçılık-Turancılık Davası'nı, hükümetin dış politikasıyla ilişkili saymışlardır. Reha Oğuz Türkkan, yabancı araştırıcıların ve basının bu yöndeki görüşlerini aktarır: "Prof. Edward Weisband, 1974'te yayınlanan '2. Dünya Savaşında İnönü'nün
Bir İnsanın Kendini Gerçekleştirmesi İçin Atması Gereken 5 Adım 1 Kendi güçlü yönlerini keşfet. 2 Değişen ortam ve koşullarda kendin olma bilincini bırakma. 3 Gelecekte kim olmak istediğine karar ver ve bu hedefi şimdi burada, yaşarken bilincinde canlı tut. 4 Gelişim yolculuğunu tesadüflere bırakma; her gün uygulayacağın bir strateji geliştir ve uygula. 5 Yaşamında kendin olarak ne kadar varsın ve temel duyguların neler? Bunu her gün gözlemle ve not alarak takip et.
"Prof. Edward Weisband, 1974'te yayınlanan '2. Dünya Savaşında İnönü'nün Dış Politikası' adlı eserinde, İnönü'nün 'Atsız'ın yayınladığı mektupların hazırladığı fırsatı kaçırmak' istemediğini yazıyor ve şöyle devam ediyor: 'İnönü'nün (bu yolla) Sovyetleri yatıştırma çabası yine de başarısızlığa uğradı. İnönü, Turancıları ezerken... Sovyetlerin Türkiye'ye karşı takındığı tutumu etkilemek istemiş. Ancak bunda da hayal kırıklığına uğramıştı. Ruslar Turancıların yargılanmasını maskaraca bir oyun olarak nitelendiriyorlardı.' (s. 320). 1944'te bir makale yayınlayan İngiliz Review dergisi ise, Türkçü tevkiflerini Ankara hükümetinin 'Moskova'dan iyi not alma' çabasına bağlamaktaydı (15/11.1944, sayı: 37, sayfa: 181). C. W. Hostler de, 1952'deki yazısında ve daha sonra 1957'deki kitabında bu hareketi İnönü'nün 'Sovyetler Birliği'nin gözüne hoş görünmek' diye niteliyor (Trends in Pan-Turanism. Middle Eastern Affairs, Ocak 1972; c: 3, sayı:1)" (Türkkan 1988: 185). 01 Eylül 1947 tarihinde Arif Türkdoğan'a yazdığı mektupta davanın bitişiyle ilgili olarak Atsız şunları söylüyor: "Gerçi beraat ettik. Fakat dâva henüz bitmedi. Biz 17 Mart'ta beraat etmiştik. Sıkıyönetim Kumandanlığı, bu beraat kararını 24 Nisan'da temyiz etti. Askeri Yargıtay henüz bir karar vermedi." (Hacaloğlu 2013: 34). .... Atsız da 23 Temmuz 1946'da yazdığı mektupta "Bizim davamız, Ruslara kompliman yapmak yüzünden çıkmıştı." (Hacaloğlu 2013: 33) diyerek aynı görüşte olduğunu belirtir.
Günün anlam ve önemine binaen 2
Maddeci Anlayış, Insanları Çıkarcı Yapıyor İnsanlar maddeci oldukça hizmetten kaçıyorlar ve sadece kendi günübirlik çıkarlarının peşinde koşuyorlar. Halbuki hepimiz gemideyiz. Nasıl ki, bir gemideki bütün mürettebat tehlike anında hep birden gemiyi kurtarmaya çalışırlarsa, biz de su alan ülke gemisini kurtarmak için hep beraber el ele vermeli değil miyiz? Zira Allah korusun, gemi batarsa zarar herkese ait olacaktır. Ne yazık ki, dilimizde birtakım kötü deyişler var. Mesela bazılarınız, "Gördün bir iş, hemen sıvış; gördün bir aş, hemen yanaş," diyorlar. Böyleleri iş ve emek çıktığında en arkaya, ücret dağıtımında da en öne fırlıyorlar. Böyle düşünen insanlarla, hiçbir ciddi iş başarıya ulaştırılamaz. Zaten bu tür tembel açıkgözlerin kendilerine de faydaları olmaz. Kendisine, ülkesine ve bütün insanlığa faydalı olanların ölçüsü, hizmette ve iş zamanında en önde, ücret paylaşımında ise en gerilerde bulunmaktır.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Mâide 2
ayrı not: Bu âyet, sigortacılık anlayışının doğmasına zemin hazırlamıştır. Tekâfül: İslami sigortacılık yöntemidir. “Dayanışma” anlamına gelmekte olup arapça kökenli bir kelime olan kefaletten türemiştir. Kâr amacı gütmeyen sigortalıların bir araya geldiği kooperatif sigortacılığıdır. <……İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah´a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.>
Yine tam belli olmayan başka noktalardan 106 mm geri tepmesiz top atışı yapıldı. Bu mermiler bir iki tanka isabet etmişti. Daha sonra havan sesleri duyuldu. General Smith tümbunları birer birer not alıyordu. Aslına bakılırsa hayli düzenli bir ordunun vereceği cevaplan veriyordu düşman. Arap olmadıklarını, kendilerine getirilen cesetlerden anlamıştı. Bazı Arapların da şimdi ölüler arasında olduğu söyleniyordu, ama esas çatışmayı sürükleyen bu yabancı askerlerdi. Rus olup olmadıklarını düşündü ama, Ruslar neden bu kadar azimli savaşsınlar ki, diye geçirdi içinden. Aslında düşünmek istemediği diğer olasılık, bu adamların Türk olmasıydı ki gitgide bu fikre doğru yaklaşıyordu. Karşısında Türk askerleri vardı ve çok hazırlıklıydılar. Nasıl olmuştu da bu kadar ani ve gizli bir operasyonu önceden haber alıp bu kadar geniş bir teşkilatı hazırlayabilmişlerdi?
Sayfa 182Kitabı okudu
Not: Mektupta büyükler küçüğe yazarken "Gözlerinden öperim" der. Ama küçükler büyüklerine yazarken "Gözlerinden öperim" demez, ayıp olur. "Ellerinden öperim" der. Büyükle araları resmi ise, "Saygılarımı sunarım" ya da "Saygılarımla" der. Sen annene mektubunun sonunda "Gözlerinden öperim" değil, "Ellerinden öperim anneciğim" diye yazacaksın. Unutma emi?
Sayfa 14
Chapter 6
All housing needs to achieve four objectives in order to be successful: I. It needs to be socially and culturally valid. (Here traditional housing possibly works best.) 2. It should be sufficiently economical to ensure that the greatest number can afford it. (In primitive and vernacular contexts most, if not all, people have houses.) 3. It should ensure the maintenance of the health of the occupants. (In relation to climate traditional housing succeeds, in relation to sanitation and parasites it usually fails.) 4. There should be a minimum of maintenance over the life of the building. (Here the evidence is equivocal.)
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Bölüm 2 SÜRGÜN
Böcüzâde, Cumhuriyet Devri'yle birlikte ülkenin nasıl toparlandığını aktarırken; çocukken bir göle bir damla şarap düşmesi halinde göl kurusa bile orada meclis kurulmasının caiz olmadığını, depremlerin günahlar nedeniyle yaşandığını. yağmuru meleklerin yağdırdığını anlatan vaizleri dinlediklerini anımsıyor ve defterine şöyle not düşüyordu, "Şimdi hiçbir hoca kılıklı, kıyafet giyip kendi kendine kürsülere çıkıp hurafe yayamıyor."
Sayfa 27 - Masa KitapKitabı okuyor
Cilt güzelliğimi çok çay içmeye borçluyum’ diyeceğim hiç aklıma gelmezdi
“Çay Çaydaki tein adlı madde uyarıcı ve susuzluğu giderici özellikler içeriyor. E vitamininden 20 kat daha güçlü bir anti-oksidan olan polifenol adlı madde dolaşımı hızlandırırken, hücrelerin oksitlenmesini önlüyor ve cildin yaşlanmasını geciktirerek sıkılaştırıcı bir etki sağlıyor. Yoğun bir çalışma temponuz varsa çayla yapılan kompresler yorgun gözlerinizi dinlendirecektir. Bir parça pamuğu soğuk çaya batırıp göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10-15 dakika dinlenip yüzünüzü yıkayın. NOT: Gece yatmadan önce çay ile yapılan maskeler, uyku esnasında cildin yeniden yapılanmasını sağlıyor. 2 çorba kaşığı demlenmiş soğuk çay, 1 kaşık bal, 1 kaşık pirinç unu ve 2 kaşık yulaf unu ile karıştırıp yüzünüze sürün.
A seven year and two month old female patient was brought by her mother to the outpatient clinic of child psychiatry with a complaint of stretching by flexing the legs and rubbing on objects. According to the information acquired from the mother, this behaviour started first when she was 3 years of age. Previously, she was rubbing on her bed and
Nothing can happen till you swing the bat.
"If you don't swing, nothing will happen." "Well, it isn't as if I can hit your pitches anyway!" "Takkun, you think you're special, don't you? That's why you don't swing. If you swing, people will know you're not special."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.