"Sıklıkla alışkanlıklarımız konusunda ya hep ya hiç döngüsüne düşeriz. Sorun tökezlemek değildir; sorun, bir şeyi kusursuz yapamayacaksınız hiç yapmamanız gerektiğini düşünmektir."
"İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun."
Hayatımda okuduğum ilk Gogol kitabıydı. Okumamın bu kadar uzun zaman almasının nedeni kitabın akıcılığından çok benim zaman yoksunluğum ile alakalı, oturup odaklanabilen bir insan için gayet akıcı olacağını düşünüyorum. Kitap hakkında en çok sevdiğim şey içindeki her hikayenin gerçek dışı öğeler barındırması. Öyle ki bu husus her hikayeyi sıkıcı olmaktan kurtaran ve hatırlatıcı yapan şeydi. En sevdiğim hikaye ise Portre oldu.
Kitabı elime ilk aldığım günden itibaren yarıladım, çok akıcı bir üslupla kaleme alındığını düşünüyorum. Ayrıca karakterler çok güzel ve canlı tasvir edilmişti.
Kitabı okumaya devam ettiğim süre boyunca kitabın kısalığından dolayı gerçekleşmeyeceğini düşünsem de bir tarafım hep George ve Lennie'nin hayallerinin gerçekleşmesini umut etti. Tabii ki tahmin ettiğim gibi çok daha farklı bir şekilde devam etti.
Değinmek istediğim bir diğer nokta ise yazarın kitabı yoruma açık bir şekilde bitirmesi. George belki kimimize göre bir hain, kimimize göre vefakar bir dost olabilir. Ben böyle bir sonda George'un davranışının altında yatan motivasyonu çok düşündüm fakat asla ne olduğundan emin olamadım. İşte tam olarak bu noktayı yazarın okuyucunun yorumuna bıraktığını düşünüyorum.
Özetle okuduğum kitaptan çok keyif aldım