Stephen King, benim okuma hizimdan daha yuksek hizla yazan bir yazar. Her kitabini okumaya imkan olmadigindan onun kitaplarinda daha bir secici oluyorum okumak icin. Nitekim bu kitap da okumayi dusundugum bir kitap degildi. Ancak gecenlerde ucuncu defa Friends izlerken Joey’in bu kitaptan inanimaz korktugunu ve okuyamayip buzlukta sakladigini gorunce merak ettim ve edindim.
Ne yalan soyleyeyim, eskiden doga ustu yaratiklardan korkardim. Ancak ne zaman ki onlara inancim kalmadi, korkularim da inancimla uctu gitti. Artik karanlikta saklanan hayaletlerden degil, karanlikta gizlenme ihtimali olan hirsiz ve katillerden daha cok korkuyorum. Bu sebeple de doga ustu yaratiklarla kurgulanmis filmler beni korkutmak bir kenara, sadece guldurebiliyordu.
Ama bu kitap… Evet korku degil belki yine de ama bu nasil bir gerilimdir!
Oncelikle sunu belirtmek isterim ki kitabin orjinal ismi “The shining” (Isilti). Bence Medyum dogru bir tercume de degil.
Basrolumuzdeki 5 yasindaki Danny’miz bir medium degil, bazi seyleri hissedebilme yetisine sahip, yetenekli bir cocuk. Ki kitaptaki bu “isilti sahibi’ olarak tanimlaniyor. Kitap genel olarak ruh (ya da enerji, nasil tanaimlamak isterseniz) bir otelde, bir kac aylik bir surecte geciyor.
Tirnaklarimi kemire kemire okudugum, kalp atislarimin ust limitlerde seyrettigi bir kitapti. Her Stephen King eseri gibi kisitli mekanda derin ve bol betimlemelerle doluydu. Yine okudugum cogu SK kitabindaki gibi asil kahraman yine bir kadindi ve nerdeyse tum karakterlerin cocukluklari problemli ailelerde gecmisti.
Icerik hakkinda bilgi vermeyecegim ancak gercekten cok sevdim. O kadar sevdim ki, Doktor Uyku’nun bu kitabin devami niteliginde oldugunu ogrendigim an hemen siparis bile ettim.